Aloe Vera Nedir? Faydaları ve Kullanım Alanları
Aloe vera genel olarak kurak ve yarı kurak iklimi sever, en çok Sudan ve Arap Yarımadası’nda yetişmekle beraber oldukça fazla medikal kullanım alanı ve yararlı etkileri olduğundan dünyada yetiştirilebilen diğer bölgelerde de yetiştirilmektedir.
Türkçe Adı: Aloe vera, Sarısabır
İngilizce Adı: Aloe vera
Batı Herbalizmindeki Yeri
Kullanılabilir kısımlar: Yaprak içindeki jel (taze veya toz haline getirilmiş şekilde)
Etkin Maddeler: Antrakinonlar (barbaloin, izobarbaloin, emodin gibi glikozidler; aloe-emodin, antranol, krizofanik asit gibi serbest antrakinonlar), reçine, aloesin, flavonoidler başta olmak üzere birçok etkin madde içerir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Osteoartrit gibi eklem hastalıklarında,
- Kaşıntı, kızarıklık ve iltihaplanma gibi deri hastalıklarında topikal olarak,
- Kabızlık gibi durumlarda laksatif olarak,
- Kanama, amenore (adet görememe) gibi durumlarda yardımcı olarak,
- Diyabet, astım, yüksek ateş, epilepsi, depresyon, multipl skleroz, varis gibi çeşitli rahatsızlıklarda tedavi veya tedaviye destek amaçlı olarak kullanılır.
Aloe jeli ayrıca yanıklar, yaralar, sedef hastalığı, güneş yanıkları, soğuktan kaynaklanan tahrişler gibi cilt rahatsızlıklarında topikal olarak kullanılır ve oldukça faydalıdır. Topikal olarak kullanıldığında hem nemlendirici hem antiseptik hem de besleyici ve rahatlatıcı etkileri vardır.
Aloe Vera’nın Etkili Olduğu Durumlar
- Konstipasyon: Halk arasında kabızlık olarak bilinen şikayeti gidermek için Aloe bitkisine başvurulabilir. Aloe’nin içinde bulunan etkin maddelerden olan antrakinonlar müshil etkisine neden olarak bağırsakların temizlenmesinde etkilidir.
- Psoriazis: Psoriazis’in halk arasında bilinen adı “sedef hastalığı”dır. Yapılan klinik araştırmalar 4 hafta boyunca günde 3 kez %0,5’lik konsantrasyonda aloe ekstresi içeren kremlerin psoriazis plaklarının olduğu bölgeye sürüldüğünde etkili olduğunu göstermiştir. Aloe jelinin deskuamasyonu (pul pul dökülme), eritemi (kan toplanması sonucu deride oluşan kızarıklık) ve derideki sızıntıları azaltıcı özellik gösterdiği tesbit edilmiştir.
- Yanıklar: Yanıklar üzerine uygulanan aloe jelinin iyileşmeyi hızlandırdığı tesbit edilmiştir. Ancak bu konuda yeterli bilgi yoktur.
- Diyabet: 42 gün boyunca her gün, günde bir kez içilerek kullanılan 15 ml Aloe jelinin (yaklaşık 1 çorba kaşığı) tip 2 diyabet hastalarındaki kan şekerini düşürdüğü görülmüştür. Ancak bu konuda yeterli bilgi yoktur.
- Herpes: Herpes adlı virüsün meydana getirdiği hastalık, halk arasında “uçuk” olarak bilinmektedir. Yapılan bazı klinik araştırmalar sonucu uçuk olan bölgeye günde 3 kez %0,5’lik konsantrasyonda aloe ekstresi içeren kremlerin uygulanmasının, uçuğun iyileşme süresini kısalttığı görülmüştür. Yapılan klinik araştırmada, uçuk üzerine aloe jeli uygulanan kişilerde uçuğun ortalama iyileşme süresi yaklaşık 5 gün iken, plasebo uygulanan grupta bu iyileşme süresinin 12 gün olduğu tesbit edilmiştir.
- Hiperlipidemi: Aloe jelinin hiperlipidemiye olan etkisinin incelenmesi için hiperlipidemi hastaları üzerinde bir araştırma yapılmış ve hastalar her gün, günde 1 kez 10 ml – 20 ml Aloe jelini 12 hafta boyunca oral olarak kullanmışlardır. 12 haftanın sonunda yapılan kan tahlillerine göre hastalardaki toplam kolesterol seviyesi %15, LDL seviyesi (kötü kolesterol) %18, trigliserid seviyesi ise (kan yağları) %25-30 oranında düşüş göstermiştir.
Kullanım Şekli ve Dozaj
Oral olarak kullanımı çok fazla önerilmeyen Aloe’nin kapsül formlarının kullanımı daha güvenlidir. Kapsül olarak kullanıldığında günlük 250 mg-470 mg kadar kullanılabilir. Oral olarak kullanılacaksa çok düşük dozlarda kullanımının sakıncası yoktur. Örneğin kabızlık için 100-200 mg Aloe veya 50 mg Aloe ekstresi kullanılabilir. Topikal olarak kullanımı ise genellikle güvenli olmakla beraber kremlerde %99, %72 ve %0,5’lik gibi çok farklı konsantrasyonlarda Aloe jeli bulunabilir.
Bazı kaynaklara göre kişinin günlük ve oral olarak kullanabileceği Aloe jeli miktarı, dışkının hafif yumuşamaya başladığı miktardır. Aloe gibi uyarıcı laksatiflerin doktor kontrolü altında olmadan ve 2 haftadan uzun süreli kullanımı genellikle önerilmez. Ayrıca Aloe’nin oral olarak aşırı kullanımı vücuttaki potasyum seviyesini düşürebilir.
Güvenlik ve Yan Etkileri
Topikal olarak kullanıldığında genellikle güvenli kabul edilen Aloe vera jelinin %10 ve altı konsantrasyonları, evde kişinin kendi kendine uygulayabileceği bir terapi şekli olarak kullanılabilir. Daha yüksek konsantrasyonları kullanırken ise bir dermatoloğun gözetiminde olmak faydalıdır. Yüksek konsantrasyonlarda, topikal ve uygunsuz kullanımı, Aloe jelinin malik asit içeriğinden dolayı cilt tahrişlerine neden olabilir. Gebelerde ve emziren kadınlarda ise topikal kullanımı uygun olmakla beraber oral kullanımı tavsiye edilmez.
Diğer Bitkilerle / Gıdalarla / Gıda Takviyeleriyle Etkileşim
Hipoglisemik Etkisi Olduğu Bilinen Bitkiler: Hipoglisemik etkisi olduğu bilinen bitkiler kan şekerini düşüren bitkilerdir. Yapılan bazı araştırmalar Aloe’nin de böyle bir etkisi olabileceğini göstermiştir. Dolayısıyla kan şekerini düşürücü bitkilerle beraber kullanımı bu etkiyi arttıracaktır. Hipoglisemik özelliğe sahip bitki ve gıda takviyelerinden bazıları: alfa lipoik asit, acı kavun, krom, şeytanpençesi, sarımsak, at kestanesi, Ginseng vs..
- Atkuyruğu: Atkuyruğu bitkisi ile Aloe jelinin beraber kullanımı kandaki potasyum miktarının düşüşüne neden olabilir.
- Meyan kökü: Meyan kökü ile Aloe jelinin beraber kullanımı kandaki potasyum miktarının düşüşüne neden olabilir.
- Uyarıcı Laksatif Bitkiler: Diyareye neden olabilen bitkiler ile Aloe jelinin beraber kullanımı kandaki potasyum miktarının düşüşüne neden olabilir ve diyarenin daha da şiddetlenmesine neden olabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. Uyarıcı laksatif bitkilerden bazıları: mor süsen, akdiken, acıhıyar, hintzamkı, gossipol, sinameki, ışgın, evelik vs..
İlaçlarla Etkileşim
- Antidiyabet İlaçları: Aloe jelinin kandaki glukoz seviyelerini düşürücü etkisi olduğu bilindiğinden antidiyabet ilaçlarla beraber kullanımı (kan glukozunu düşürücü ilaçlar) additif etki yaparak (birbirinin etkisini destekleyerek güçlendirici etki), kandaki glukoz seviyeleri beklenenden daha fazla düşüş gösterebilir. Bu nedenle bu ilaçlarla beraber aloe gıda takviyesi kullanıldığında kan şekeri düzenli olarak kontrol edilmelidir. Bazı antidiyabet ilaçları: glimeperid (Amaryl), gliburid (DiaBeta, Micronase), insulin, metformin (Glucophage), piaglitazon (Actos), rosiglitazon (Avandia) vs..
- Digoxin: Teorik olarak Aloe’nin fazla miktardaki kullanımı kandaki potasyum seviyelerini düşüreceğinden Digoxin gibi kalp glikozidlerinin yan etkilerini arttırabilecek ve toksisite riskini arttıracaktır. Bu nedenle aloe ve Digoxin kombinasyonunun beraber kullanılmaması tavsiye edilir.
- Diüretik İlaçlar: Bilindiği gibi Aloe’nin fazla miktardaki kullanımı kandaki potasyum seviyelerini düşürmektedir. Aynı şekilde bazı diüretik ilaçlar da (idrar söktürücü) potasyum kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle bu ikilinin kombine kullanıldığı durumlarda, potasyum takviyesi alınması önerilebilir. Bazı diüretik ilaçlar: Klorotiazid (Diuril), klorotalidon (Thalitone), furosemid (Lasix), hidroklorotiazid (HCTZ, HydroDIURIL, Microzide) vs..
- Oral Alınan İlaçlar: Bilindiği gibi ağız yoluyla alınan ilaçlara oral yolla alınan ilaçlar denmektedir. Bu yolla alınan ilaçlar genellikle ince barsak tarafından emilerek kana karışmakta ve dolaşıma geçmektedir. Ancak Aloe jelinin aşırı kullanımı laksatif etki (diyare) yapacağından gıdaların, ilaçların vs.. ağız yoluyla alınan maddelerin barsaklardan çok hızlı şekilde geçmesine ve bu nedenle emilimlerinin azalmasına neden olabilir.
- Sevofluran (Ultane): Sevofluran, platelet kümeleşmesini engelleyerek kan sulandırıcı etki gösteren bir ilaçtır. Aloe’nin de buna benzer bir etki gösterdiği düşünülmektedir. Dolayısıyla bu ilaçla kombine olarak kullanılan Aloe kanama riskini arttırabilir. Özellikle günde 4 Aloe tableti kullanan bir hastada, ameliyat esnasında aşırı kanama olduğu görülmüştür. Bu nedenle ameliyattan en az 2 hafta öncesinden Aloe vera kullanımının kesilmesi önerilmektedir.
- Uyarıcı Laksatifler: Bilindiği gibi aloe jelinin yüksek miktarının laksatif etkisi vardır ve aynı anda laksatif etkili ilaçlarla beraber kullanıldığında etkisi daha da güçlenebilmektedir. İkisinin beraber kullanıldığı durumlarda diyare nedeniyle vücutta su ve elektrolit kaybı olabileceğinden vücudun dengesi bozulabilir, beraber kullanımları önerilmez.
- Warfarin: Warfarin bilindiği gibi kan sulandırıcı etkisi olan bir ilaçtır. Aloe jelinin ise laksatif etkisi vardır ve laksatif etki sonucu diyare oluştuğunda, Warfarin’in etkisi de artabilir. Warfarin’in etkisinin artması kanama riskini arttırır ve kan pıhtılaşması sürecini uzatır.
Hastalıklar veya Durumlarla Etkileşimi
- Diyabet: Aloe jelinin kandaki glukoz seviyelerini düşürücü etkisi olduğu bilindiğinden antidiyabet ilaçlarla beraber kullanımı (kan glukozunu düşürücü ilaçlar) additif etki yaparak (birbirinin etkisini destekleyerek güçlendirici etki), kandaki glukoz seviyeleri beklenenden daha fazla düşüş gösterebilir. Bu nedenle bu ilaçlarla beraber aloe gıda takviyesi kullanıldığında kan şekeri düzenli olarak kontrol edilmelidir.
- Bazı Gastrointestinal Hastalıklar: Aloe jeli, barsak tıkanıklıkları, akut barsak enflamasyonları (Crohn hastalığı, ülseratif kolit, apandisit), ülserler, kökeni bilinmeyen karın ağrıları, mide bulantısı ve kusma gibi sindirim sistemini etkileyen bazı hastalık durumlarında kullanılmamalıdır. Bitkinin içeriğindeki antronoid aloin’ler bu gibi hastalıklarda tahriş edici etki gösterebilirler.
- Hemoroid: Aloe jeli, hemoroidi olan kişiler tarafından kullanılmamalıdır. Aksi takdirde tıkanıklık, pıhtı oluşumu veya basurun sarkması gibi durumlar meydana gelebilir.
- Böbrek Bozuklukları: Yüksek dozlarda aloe jeli kullanımı nefrit (böbrek iltihabı) ve böbrek yetmezliği gibi durumlarla ilişkili olabilir. Teorik olarak aloe jeli böbrek bozukluklarını tetikleyebilir.
- Cerrahi Operasyonlar: Ameliyat gibi cerrahi operasyonlardan en az 2 hafta öncesinden Aloe vera kullanımının kesilmesi önerilmektedir.
German Commission E: Alman Komisyon E monografları (German Commission E monografları), 1983 ve 1993 yılları arasında 300 ‘den fazla bitki ve bitkisel karışımın medikal kullanımını, etkilerini ve yan etkilerini birçok klinik araştırmalar yaparak, objektif ve çok sıkı bilimsel kriterlere göre değerlendirek yazılmış olan bitkilerle ilgili bir bilgi kaynağıdır. Alman komisyon E monografları, Alman hükümeti tarafından finanse edilen komisyon E’nin titiz çalışmalar sonucu yayımladığı, tüm dünyadaki herbalistler, eczacılar ve tıp doktorları tarafından ciddiye alınan bir kaynak olarak değerlendirilmektedir.
Aloe vera’nın German Commission E tarafından onaylanan kullanım durumları:
Konstipasyon (kabızlık)
Bilimsel Araştırmalar:
- Akne: Aloe vera’nın sivilceler üzerinde tek başına fark edilebilir bir etki göstermemesine rağmen bir çeşit fesleğen türü olan Ocimum gratissimum yağı ile karıştırılarak uygulandığında her iki bitkinin birbirlerinin etkilerini güçlendirdiği ve akneler üzerinde belirgin bir iyileştirici etki sağladığı tesbit edilmiştir. 84 gönüllünün katıldığı bir klinik araştırmada bu kombinasyonun standart akne tedavisinde kullanılan %1’lik klindamisin jelden bile daha etkili olduğu görülmüştür. Tek başına veya fesleğen yağı kombinasyonu şeklinde kullanılan aloe vera jelinin ise plasebo ile karşılaştırıldığında daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır.
- Herpes simplex: Herpes simplex adlı virüs halk arasında uçuk olarak bilinen lezyonlara yol açmaktadır. 60 Herpes simplex virüsü taşıyan ve genital lezyonlara sahip erkek hastaların bir kısmına günde 3 kez Aloe jeli uygulanmış, geri kalanına ise plasebo uygulanmıştır. Bunun sonucunda Aloe jeli uygulanan grupta lezyonların iyileşmesi ortalama 4,9 gün sürerken, plasebo uygulanan gruptakilerde 12 gün sürmüştür.
- Sedef Hastalığı: 60 sedef hastası gönüllünün katıldığı bir klinik çalışmada hastaların yarısına günde üç kez ve 4 hafta boyunca %0,5’lik Aloe vera jeli içeren bir krem, diğer yarısına ise plasebo uygulanmıştır. %0,5’lik aloe jeli içeren kremin içeriğinde Aloe’nin çözünmesini sağlayan mineral yağlar ve hint yağı da bulunmaktadır. Çalışmaya başlanmadan önce hastalardaki PASI skoru (hastalık şiddetini değerlendirmek üzere kullanılan skor) ortalama 9,3 olarak tesbit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda Aloe vera jeli ile tedavi edilen gruptaki hastaların %83,3’lük kısmında hastalık belirtileri azalmış veya yok olmuştur, bununla beraber plasebo grubundakilerin sadece %6,6’lık kısmı iyileşme belirtileri göstermiştir. Aloe vera kullanan gruptaki psöriyazis plaklarında %82,8’lik bir iyileşme olurken, plasebo grubunda sadece %7,7’lik bir iyileşme olmuştur. Ayrıca çalışmanın başındaki 9,3’lük PASI skoru tedavi grubunda 2,2’ye düşmüştür.
Ayuverda’daki Yeri
Ayurveda’da Kullanılan İsmi: Kumari
Tadı: Kekremsi – buruk – acı – tatlı
Kullanılan Kısımları: Yaprak içindeki jel (taze veya toz haline getirilmiş şekilde)
Enerjetiği: Serinletici
Sindirim Sonrası Etkisi: Tatlı
Dosha’lar Üzerindeki Etkileri: Üç doşayı dengeleyici (Vata, Pitta ve Kapha’yı dengeleyici), Pitta’yı hafif azaltıcı etki göstermektedir.
Genel Nitelikleri: Alteratif, bitter tonik (parazit ve bakterilerden arındırıcı), rejuvenatif (yenileyici ve gençleştirici), emanogog (sindirim sistemini rahatlatıcı), pürgatif (diyare yapıcı) ve yara iyileştirici
Özellikle Etkilediği Sistemler: Solunum sistemi, sindirim sistemi, kadın üreme sistemi, boşaltım sistemi başlıca etkilediği sistemler olmakla beraber tüm dokuları etkiler.
Kullanım Alanları
Aloe bitkisi Sanskritçede ve ayurvedik kullanımda “Kumari” olarak adlandırılmakla beraber bu terim “genç kız” veya “bakire” anlamına gelmektedir. Bunun nedeni bu bitkinin gençlik enerjisini ortaya çıkarması ve dişil doğayı yenilemesinden kaynaklanmaktadır.
Yüksek ateş, kabızlık, obezite, enflamatuar deri hastalıkları, şişmiş vücut bezleri, göz iltihaplanmaları, bursit (eklem bölgelerindeki ağrılı şişlikler), sarılık, hepatit, dalak ve karaciğer büyümesi, herpes (uçuk), cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar, amenore (adet görememe), dismenore (ağrılı adet görme), menepoz sıkıntıları, vajinit, tümörler ve barsak kurtlarından kaynaklanan çok çeşitli hastalıkların tedavisinde veya tedaviye yardım amaçlı kullanılır.
Aloe jeli karaciğer, dalak, kadın üreme sistemi ve kan için mükemmel bir toniktir (besleyici, yenileyici). Aloe vücuttaki yağ, şeker ve sindirim enzimleri metabolizmasını ayrıca Agni’yi düzenler. Pitta ve uterus için (rahim) rejuvenatiftir (yenileyici, gençleştirici). Besleyici ve yenileyici etkilerinden yararlanmak için bir parça zerdeçal ile beraber günde 3 kez 2 çay kaşığı jel tozu alınması tavsiye edilir. Tadının daha içilebilir kıvama getirilebilmesi için elma suyu veya suyla karıştırılması önerilir. Aloe’den elde edilen taze jel, yara, yanık, tahriş, herpes vs.. gibi deri hastalıklarını tedavi etmek amaçlı kullanılabilir.
Aloe tozu güçlü bir laksatif olduğundan az miktarlarda kullanılmalıdır. Tadı mide bulandırıcı olabileceği için kapsül halinde alınması daha kolaydır. Laksatif özelliği nedeniyle karın ağrısı gibi şikayetlere neden olabileceğinden zerdeçal veya gül yaprakları gibi karminatif bir bitkiyle beraber kullanılması önerilir.
Batı Herbalizmindeki Yeri
Çince İsmi: Lu hui
Genel Nitelikleri: Pürgatif (diyare yapıcı), safra söktürücü, antihelmintik (parazit düşürücü), antifungal (mantar öldürücü)
Etkilenen Organ Meridyenleri: Karaciğer, mide, barsaklar
Kullanım Alanları
Aloe faydalı etkileri nedeniyle son zamanlarda oldukça popülerlik kazanmış bir bitki olmakla beraber özellikle yaralar, yanıklar ve çeşitli cilt tahrişlerini tedavi etmek amacıyla kullanılır. Tahriş olmuş deriye uygulanan aloe jeli bölgedeki acı ve yangıyı azaltarak iyileşme sürecini hızlandırır. Oral olarak alındığında ise güçlü laksatif özelliği nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır. Ayrıca barsak kurt ve parazitlerini temizleyici özelliği de vardır. Hamile veya regl döneminde olan kadınlar tarafından kullanılmamalıdır.
Aloe tozu genellikle laksatif özelliği nedeniyle kullanılırken, taze Aloe jeli çok daha hafiftir ve yin-toniği olarak kullanılabilir.