Vitiligo Nedir? Vitiligo Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Vitiligo, ciltteki melanin pigmentinin kaybı sonucu deride beyaz lekeler oluşmasına neden olan bir cilt rahatsızlığıdır. Bu durum, ciltteki pigment hücrelerinin (melanositlerin) bağışıklık sistemi tarafından hedef alınarak yok edilmesiyle meydana gelir. Vitiligo, kişinin yalnızca görünümünü değil, aynı zamanda psikolojik sağlığını da etkileyebilir. Farklı cilt bölgelerinde asimetrik beyaz alanlarla kendini gösteren vitiligo, genellikle belirgin belirtiler sunar ancak her hastada seyrinin ve yayılımının değişiklik gösterebildiği bir hastalıktır.

Bu makalede vitiligonun ne olduğunu, belirtilerini ve farklı tedavi yöntemlerini ele alacağız. Vitiligo ile yaşamanın getirdiği zorlukları hafifletecek çözümler, tedavi seçenekleri ve cilt sağlığını destekleyen öneriler hakkında bilgi sunarak, vitiligo hakkında kapsamlı bir anlayış sağlamayı hedefliyoruz.


Vitiligo Nedir?

Vitiligo nedir

Vitiligo halk arasında “Ala” hastalığı olarak bilinir. Her yaşta ortaya çıkabilir. Deriye rengini veren melanositlerin kaybı ile meydana gelir. Melanosit hücreleri, melanin pigmenti üreterek deriye rengini verirler. Melanin pigmentinin üretlmesiyle deride beyaz renk değişiklikleri oluşur.

Melonosit harabiyetinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörler sorumlu tutulmaktadır. Genetik bozukluk, bağışıklık sistemi bozukluğu gibi faktörler söz konusudur. Bağışıklık sistemi hücreleri melonositleri düşman olarak algılayıp saldırmaktadır. Sinir uçlarından salınan kimyasal maddeler melanositleri tahrip edebilir. Ailesel yatkınlık söz konusudur. Stres, iltihaplar, psikolojik hastalıklar, uyku bozuklukları, ateşli hastalıklar, vitamin eksiklikleri vitiligo’yu başlatabilmektedir.

Bağışıklık sistemi bozukluğu olduğu için diğer bağışıklık sistemi hastalıklarına da (lupus, Hashimoto, romatoid artrit, sedef, şeker hastalığı gibi) rastlanabilir. Stresle birlikte vücut direncinin düşmesine bağlı iltihap ve tümör gelişimine zemin hazırlayabilir.


Vitiligo Hastalığı Belirtileri

Vitiligo belirtileri

Vitiligo hastalığında, normal deri ile çevrili yama şeklinde süt beyazı lezyonlar mevcuttur. Farklı şekillerde ve büyüklükte olabilirler.

Normal deriden, keskin sınırla ayrılır. Beyaz deri üzerinde bulunan kıllar da beyazlaşır. Ağız çevresi, el üstü, kol, bacak, diz, dirsek, ayak bileği, koltuk altı, kasık gibi bölgelerde sık görülür.

Bölgesel olabileceği gibi, yaygında olabilir. Normal derinin çok az olduğu, tüm vücudu saran vitiligo da görülebilir.

Deri rengindeki beyazlaşma kişide strese ve sıkıntılara neden olmaktadır. Hasta, toplum içine çıkmaktan kaçınabilir. Depresyon ve uyku bozuklukları gelişebilir.

Özel bir lamba olan “wood ışığı” ile deri lezyonlarına bakılır. Bu ışıkla deri lezyonları belirgin şekilde gözlenir. Gerekirse deri biyopsisi alınır. Kan vitamin düzeylerine bakılabilir.

Eşlik eden hastalık varlığı için kan şekeri, tam kan sayımı, hormon testleri yapılır. Otoimmün hastalıklarda göz tutulumu olabileceği için göz muayenesi yapılmalıdır.


Vitiligo Hastalığının Tıbbi Tedavisi

Vitiligo tedavisi

Deri lezyonlarının genişliği, büyüklüğü, yayılımı ve eşlik eden hastalıklara göre tedaviye karar verilir. Depresyon ve toplumdan kaçınma davranışı için psikiyatrik tedavi düzenlenmelidir.

Güneş koruyucu kremler, dışarı çıkarken kullanılmalıdır. Lezyonlarda güneşe karşı koruyucu sistemler çalışmadığı için ciddi güneş yanıkları oluşabilir. Lezyonları kapatıcı kozmetik ürünler görünüm açısından hastayı rahatlatsa da kimyasal ürünler içeren ürünlerin kullanımı çok önerilmez. Hasta da antioksidan eksikliği varsa vitamin preparatları kullanılmaya başlanabilir.

Yeni başlayan lezyonlarda kortizonlu kremler kullanılır. Kortizonlu kremlerde deri incelmesi gibi yan etkiler mevcuttur. Kalsipotriol, takrolimus gibi deriye uygulanan krem tedavileri de mevcuttur. PUVA ve dar band UVB tedavileri özel kabinlerde uygulanan ışık tedavileridir. Bu yöntemlerle melanin pigmenti arttırılmaya çalışılır.

Vücut direncini arttırmak için ağızdan levamizol kullanılır. Siklosporin gibi immün sistemi baskılayıcı ilaçlar verilebilir. İlerleme göstermeyen lezyonlarda cerrahi olarak deri greftleri uygulanabilir, lazer tedavileri önerilebilir.


Vitiligo Hastalığında Beslenme

Nikel elementi çay (yeşil veya siyah), kakao, çikolata, cips, un ve kaju yemişinde bolca bulunur. Nikel, vücuttan ter ile atılmaktadır. Yüksek miktarda alındığında, terle atılan nikel ciltte reaksiyona neden olabilir. Omuz, göğüs, kalça ve kuyruk sokumu bölgesinde vitiligo olanların bu gıdaları azaltması tavsiye edilmektedir.

Vitiligo hastalığını alevlendirebilen fenolik bileşiklerden zengin mango, kaju, Antepfıstığı, manyok nişastası, hurma, kiraz, ahududu, böğürtlen, kızılcık ve çay gibi gıdaların tüketimi kısıtlanmalıdır.

Ekşi gıdalar, C vitamini, domates, limon, domuz, tavuk, beyaz ekmek, vejetaryen olmayan gıdalar, katkılı ve renklendirilmiş içeceklerin tüketilmesi, bazı homeopatlar tarafından vitiligosu olanlara önerilmemektedir.

Salam, sosis, sucuk gibi gıdalar çok fazla katkı maddesi içerirler, vitiligosu olanlar bu gıdaları mutlaka beslenmelerinden çıkartmalılar. Sodyum benzoat, potasyum sorbat, sodyum propiyonat gibi koruyucular, sodyum nitrat gibi renklendiriciler veya monosodyum glutamat (MSG) gibi tat vericiler atopik dermatide (egzama) neden olan mast hücreleri uyarırlar.

Bu katkı maddelerin yoğun olduğu bir beslenme düzeni stres reaksiyonu riskini arttırır. Vitiligoyu ve atopik dermatidi arttırabilirler. Katkı ve tat verici içermeyen taze hazırlanmış gıdalar tüketilmelidir.

Zerdeçal vitiligosu olanlarda pigment oluşumunu azaltarak iyileşmeyi bozabilir. Bu nedenle vitiligosu olan insanların zerdeçal tüketmemesi önerilmektedir.

Yukarıda bahsedilen gıdalar haricinde kalan meyve, sebze, balık ve et tüketiminde herhangi bir sıkıntı yoktur. Antioksidan içeren gıdalar, deride renk veren melanositlerin hasarını engelleyerek vitiligoda yararlı olur.


Vitiligo Hastalığında Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Vitiligo

Strese bağlı vitiligo, daha çok yüz gibi, yağ salgısının olduğu bölgelerde ortaya çıkar. Travmaya bağlı gelişen vitiligo daha çok basınç altında kalan veya travmaya maruz kalan bölgelerde ortaya çıkabilir. Vitiligo tipinin belirlenmesi etkenlerden uzak durma açısından önemli olup hastalığı kontrol altına alamaya yardımcı olur. Strese bağlı gelişen vitiligoda pozitif düşünme, stresin azaltılması, yeterli istirahat ve antioksidan destekler yararlıdır. Sigara içilmemesi, antioksidanların yararının maksimum olmasını sağlar. Sürtünmeye neden olan dar kıyafetler giyilmemelidir.

Mesleki maruziyetler (yanık veya kimyasal) temas bölgesinde vitiligoya neden olabilir. Örneğin dispozabl maske kullanıma bağlı ağız çevresinde gelişen vitiligo tedavisi için, kullanılan maskeyi pamuklu maskeyle değiştirmek ve ekzimer lazer tedavisi ile bir ayda iyileşebilmektedir.

Egzersize bağlı tekrarlayan hareketlerin neden olduğu sürtünme veya travmaya bağlı olarak bu bölgelerde vitiligo gelişebilir. Kişinin hikayesi dinlenerek bu ilişki saptanabilir. Bu durumda egzersizin değiştirilmesi veya sonlandırılması yararlı olabilir.

Misk kokusu veya sinnamik aldehid bir çok kozmetik üründe bulunmaktadır ve ciltte iltihabi süreci arttırarak vitiligoyu tetikleyebilir. Özellikle güneş gören bölgelerde cilt lezyonları gelişiyorsa, bu tür ürünlerin kullanılmaması yararlı olabilir.

Kuvvetli güneş ışığına maruz kalınması vitiligoyu arttırabilir. Bu nedenle güneş koruyucu losyonlar kullanılmalıdır. Fotokimyasal reaksiyonu arttırabileceği için kozmetik veya bitkisel ürünlerin kullanılmasından kaçınılmalıdır.


Vitiligo Tedavisi İçin Önerilen Besin Takviyeleri

L-fenialanin

Tedavide UV ışını (UVA) yanında, L-fenilalanin (LPA) de yer almaktadır. %10 LPA içeren jel, güneşe çıkmadan önce sürülür ve en az 30 dakika sonra güneşe çıkılır. LPA tedavisi çocuk yaşlarda da etkili olmaktadır.

Folik Asit, B12 ve C Vitamini

Folik Asit, B12 ve C Vitamini

Bazı vitiligo tanısı konulmuş kişilerde folik asit, B12 ve C vitamini seviyelerinin oldukça düşük olduğu gözlenmiştir.

Günde 1-10 mg folik asit, 1 gram C vitamini ve 1000 mikrogram B12 vitamini desteğinin bazı hastalarda tekrar pigment oluşumunu sağladığı bildirilmiştir.

Tekrar pigment oluşumunu sağlamak için en az 3 ay süreyle folik asit ve vitamin takviyesinden yararlanmak gerekmektedir.

Tam pigmentasyon için en az 1 yıl süreyle takviyelerin alınması önerilir. Bir başka araştırmada ise günde 10 mg folik asit ve 2000 mikrogram B12 vitamini desteğinin 6 ay boyunca alınması ile vitiligo tedavisinde olumlu sonuçlar alındığı bildirilmiştir.

D Vitamini

d vitamni

D vitamininin farmasötik formu olan kalsipotriyol, güneş ile birlikte çocuklarda tekrar pigment oluşumunu sağlamıştır. Her gün kalsipotriyol içeren jel sürülür ve sabah güneşi altında en az 10-15 dakika beklenir. Kalsipotriyol jel uygulanan bir araştırmada, 11 ay sonra çocukların %55’inde pigmentasyon oluştuğu görülmüştür.

Araştırma grubundaki çocuklarda yeni pigment eksikliği olan bölgelere rastlanmamıştır. Hekim tavsiyesi ve kontrolü altında kullanılmalıdır.

Betain Hidroklorür

Midede asit yoksunluğu (aklorhidri) ile vitiligo oluşumu arasında bağlantı olabileceği araştırılmıştır. Dozun mide yanması gibi yan etkileri nedeni ile düşük başlanması önerilmektedir. Hekim tavsiyesi ve kontrolü altında, yemeklerden sonra betain hidroklorür alınması önerilir.

Alfa Lipoik Asit

Ağız yoluyla kullanılan alfa lipoik asit, fototerapinin yararını arttırmaktadır. Bu çalışmada, günlük 100 mg alfa lipoik asit, 100 mg C vitamini, 40 IU E vitamini, 100 mg sistein verilmiştir.

Omega-3 Yağ Asitleri

Sedef (psöriyazis) ve otoimmün hastalıklarda yararlıdır. İltihap giderici, antioksidan ve antidepresan yararları vardır. Günde 2-3 gram destek olarak yardımcı olabilir.

Gama Linoleik Asit (GLA)

Çuha çiçeği yağında bol bulunan GLA özellikle atopik dermatit (egzama) ile birlikte görülen vitiligoda yararlı olabilir. Eklem iç yüzeyleri veya göz çevresinde ki vitiligo için yararlıdır. Günde 3000 miligramdan fazla tüketilmemelidir.

Gama linoleik asit desteklerinin kullanımı, genel anestezi planlanan kişilerde 2 hafta önce kesilmelidir. Kan sulandırıcı veya pıhtılaşma önleyici kullanan kişiler GLA kullanımında dikkatli olmalı ve doktor kontrolünde kullanmalıdır.

PABA

Düzenli olarak günde 3-4 kez 100 mg para amino benzoik asit (PABA) takviyesi yanında PABA’nın enjeksiyonluk formu ve bazı hormon takviyeleri ile birlikte tekrar pigmentlerin oluştuğu görülmüştür.


Vitiligo İçin Önerilen Bitkisel İçerikli Takviyeler

Mabet Ağacı (Ginkgo Biloba)

Bir araştırmada, %24 ginkgo flavonoit glikozitlerini içeren ginkgo biloba yaprak ekstresinin günde 3-4 kez 40 mg dozda 6 ay boyunca alınması ile tekrar pigment oluşumunun sağlandığı bildirilmiştir.

Diş Otu

Ammi visnaga bitkisinin meyvelerinden elde edilen ve an etkili bileşiği khellin olan ekstre, melanositlerin güneşe olan hassasiyetini arttırmaktadır. Günde 120-160 mg khellin alınması önerilir.

Katuka (Picrorhiza Kurroae)

Katuka (Picrorhiza Kurroae)

Himalaya’larda yetişen bir bitkidir. Kök ve rizomlarından yararlanılır. Özellikle sarılık ve ani gelişen akut viral hepatit gibi karaciğer hastalıkları, ateş, alerji ve astım gibi hastalıklarda kullanılır. Methoxsalen ile birlikte picrorhiza ve güneş ışığı vitiligo tedavisinde etkili olmuştur. 400- 1500 mg toz veya kapsül formunda picrorhiza hem dahilen hem haricen kullanılır.

Çörek Otu

0.5-1 gram çörek otu tohumu, istenirse balla karıştırılarak tüketilir. Ayrıca tohumlar ezilip sirke ile karıştırılarak macun haline getirilir ve sorunlu bölgeye sürülür. Bir başka uygulama şeklinde ise, tohumlar bitkisel yağ içinde ısıtılır ve haricen kullanılır.


Türkiye’de Vitiligo İstatistikleri

Genel Durum

  • Yaygınlık: Türkiye’de vitiligo prevalansı %0,5 ile %2 arasında değişmektedir. Bu oran, yaklaşık olarak 400.000 ila 1.600.000 kişinin vitiligo hastası olduğunu göstermektedir.
  • Cinsiyet Dağılımı: Vitiligo, hem erkeklerde hem de kadınlarda eşit oranda görülmektedir.
  • Başlangıç Yaşı: Hastalık genellikle 10 ila 30 yaşları arasında başlar ve çocuklukta ya da genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkma eğilimindedir.

Vitiligo’nun Sebepleri

  • Genetik Faktörler: Vitiligo, genetik yatkınlık ile ilişkilidir. Ailede vitiligo öyküsü olan bireylerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir.
  • Otoimmün Hastalıklar: Vitiligo, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı cilt hücrelerine saldırdığı otoimmün bir hastalıktır. Bu, melanin üretimini etkileyerek ciltte beyaz lekelerin oluşmasına neden olur.
  • Çevresel Faktörler: Stres, güneş yanığı veya kimyasal maddelere maruz kalma gibi çevresel faktörler de vitiligonun tetiklenmesinde rol oynayabilir.

Bölgesel Farklılıklar

  • Kentsel ve Kırsal Alanlar: Kentsel alanlarda daha fazla sağlık hizmetine erişim olmasına rağmen, vitiligo farkındalığı ve tedaviye başvurma oranları kırsal alanlara göre daha yüksektir. Kırsal bölgelerde ise hastalığın geç fark edilmesi ve tedaviye erişim zorlukları daha yaygındır.

Sonuç ve Öneriler

Vitiligo, hayatı tehdit eden bir hastalık olmamakla birlikte, psikolojik ve sosyal etkileri büyük olabilir. Hastaların, dermatologlarla düzenli olarak kontrol altında olması ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması önemlidir. Toplumda vitiligo hakkında farkındalık artırılmalı ve hastaların desteklenmesi sağlanmalıdır.

Bu bilgiler, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve çeşitli sağlık kuruluşlarının yayınladığı raporlar ve istatistiklerden derlenmiştir​ (TÜİK)​​ (VOA Türkçe)​​ (Habertürk)​. Daha fazla bilgi için TÜİK ve VOA Türkçe web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak Kitap: Prof. Dr. Canfeza Sezgin

Related Articles

Back to top button