Çocuk Beslenmesi’ndeki Yetersizlikler

Çocuk beslenmesi, hayata gelmeden anne karnında başlar. Annenin gebelik öncesindeki beslenme alışkanlıkları, kalsiyum, demir vb. depolarının durumu, gebeliği boyunca sürdürdüğü beslenme şekli bebeğin sağlık durumunda en önemli belirleyicilerdir. Sağlıklı bir gebelik geçiren anne sağlıklı bir çocuk dünyaya getirir. Sağlıklı doğan bir bebek de yeterli ve dengeli beslenirse, iyi bir bakım ile büyürse sağlıklı bir çocuk olarak büyümesine devam eder. Çocuğun doğumdan sonra karşılaşabileceği ciddi sağlık riskleri annenin gebeliği boyunca kendine özen göstermesiyle ortadan kalkacaktır. Örneğin annenin gebelikte iyot yetmezliği yaşaması bebeğin cüce (dwarfism), sağır/dilsiz veya zihinsel özürlü doğmasına neden olabilir.
Çocuk beslenmesinde ortaya çıkan yetersizlik nedenleri toplumdan topluma farklılık gösterebilir. Ancak en önemlileri annenin eğitim ve bilinç düzeyi ile ekonomik koşullarının yeterlilik durumudur. Anne ekonomik açıdan yeterli olsa bile eğer beslenme bilinci yoksa şartlarını elverişli kullanamayabilir. Bir diğer konu da çocuğun büyüdüğü coğrafi çevre ve toplumun yeme alışkanlıklarıdır. Örneğin dağlık, denizden uzak bir bölgede yetişen bir çocuk balık tüketimi yeterince olamayacağından yeme alışkanlığı ve damak tadı bu yönde gelişmeyebilir. Veya vejeteryan beslenme taraftarı olan bir anne çocuğuna da bu yönde bir beslenme şekli uygularsa yetersizlikler ortaya çıkabilir. Çocuklarda yetersiz beslenme beraberinde büyüme gelişme geriliği ve vitamin-mineral yetmezliği hastalıklarını getirir.
Her çocuk ailesinden gelen genetik özelliklere bağlı olarak büyüme gelişme açısından farklılık gösterebilir. Önemli olan duraksama veya gerilemenin olup olmadığının doğru değerlendirilmesidir. Boy uzunluğu, kilosu, baş ve göğüs çevresi, vücut bölümlerinin birbirine oranı, diş çıkma-değiştirme zamanı, kemiklerinin gelişimi, beyin ve sinir siteminin gelişimi, cinsel gelişimi ve zeka testlerindeki puanı bir çocuğun sağlık durumunun değerlendirilmesinde önemli belirleyicilerdir. Bunlar düzenli aralıklarla takip edilmeli, ölçülmeli ve doğru değerlendirilmelidir.
- Et, süt, yumurta gibi proteinli besinlerin yetersizliği büyüme gelişme geriliğine ve zeka puanında düşüklüğe neden olabilir.
- A vitamini yetersizliği büyümede gerilik, gece körlüğü, gözlerde iltihaplanma, deride kuruma pullanma, dişlerde şekil bozuklukları oluşturabilir.
- D vitamini yetersizliği çocuklarda Raşitizm denilen bir tabloya neden olur. Kemik gelişimi bozulur, bıngıldak geç kapanır, alın genişler ve öne çıkar, bacaklar içe veya dışa kıvrılır, karın öne çıkar.
- C vitamini yetersizliği diş eti kanamaları, eklemlerde şişme ve kemiklerde kırılma ile belirginleşen Skobüt hastalına neden olur.
- B1 vitamini yetersizliğinde bir sinir sistemi hastalığı olan Beriberi ortaya çıkar.
- B2 vitamini yetersizliğinde dudak, burun ve göz kenarlarında yaralar oluşur.
- Niasin yetersizliğinde sinir ve sindirim sistemi bozuklukları ve deride yaralarla belirginleşen Pellegra hastalığı oluşur.
Mineraller arasında en önemlileri de Kalsiyum, Demir ve İyot’tur. Bunlar yeterli alındığında diğer minerallerin yetersizliği ortaya çıkmaz.
- Kalsiyum yetersizliğinde büyüme geriliği, boy kısalığı, Raşitzm hastalığı oluşur. Kemik gelişimi sağlanamaz.
- Demir yetersizliğinde kansızlık(anemi) ortaya çıkar, büyüme geriliği, okul başarısında, algılamada, odaklanmada düşüş yaşanır. Yorgunluk, halsizlik ve hastalıklara karşı dirençsizlik ortaya çıkar.
- İyot yetersizliğinde büyüme geriliği, cücelik, guatr, zihin geriliği, algılamada ve okul başarısında düşüşe neden olur.
Vitamin yetersizliklerinin yanı sıra aşırı alımı da sağlığa çok zararlıdır. Hatta ölümcül riskler taşımaktadır. Özellikle A ve D vitamini gibi yağda eriyen bu nedenle vücutta depolanabilen vitaminlerin takviyelerini kullanırken mutlaka doktora danışılmalıdır. Yoksa toksik doza ulaşabilir. Aşırı alınan vitamin veya mineral tüketimi normale indirilirse şikayetler azalır.
Bütün bu yetersizlikler çocuk beslenmesi alışkanlıklarının doğru olmadığı her grupta görülebilir. Ancak tabi ki düşük sosyo-ekonomik sınıflarda belirgin olarak gözlenmektedir.
Bir çocuğun büyüme ve gelişiminin sağlıklı devam edebilmesi için çocuk beslenmesi çok önemlidir. Bunun için her besin grubundan yeterli ve dengeli olarak yiyecek tüketilmesi gerekir. Sevmediği ve yemediği besinler sevebileceği şekillere sokularak sunulmalıdır. Örnek olması ve özenmesi bakımından beraber tüketmek de alışkanlık kazanması için faydalı bir yoldur. Çocuğuna balık yemesini öğütleyen ama kendi yemeyen bir anne inandırıcı olmaz.
Tüm yaşamsal faaliyetler açısından su tüketimi de yetersiz kalmamalıdır. Öğün saatleri düzenli olmalıdır.
Ülkemiz besin çeşitliliği bakımından geniş bir yelpazeye sahiptir. Geleneksel mutfağımızda her besinden faydalanılarak yapılan örüntüsü sağlıklı yiyecekler bulunmaktadır. Her mevsim farklı sebze ve meyvelerin taze olarak tüketimi mümkündür. Dört mevsimin yaşandığı, etrafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına rağmen çocuk ve toplum sağlığında bu yetersizlikler yaşanıyorsa mutlaka derinlemesine bir araştırma yapılması gerekir.
Gelir dağılımındaki uçurumlar besin alımlarında çok büyük farklılıklar ortaya çıkarmaktadır. Eldeki imkanların en verimli şekilde kullanılması için yapılacak eğitim programları ile toplum bilinci arttırılarak çocuk beslenmesi alanında iyileşme sağlanması mümkündür.
Çocuk beslenmesi yetersizlikleri buzdağının görünen yüzüdür. Bu yetersizliklerin sebebi sadece ekonomik sorunlar değildir. Sağlık hizmetleri ve eğitim-öğretim politikalarının yetersizlikleri de bunlara neden olmaktadır. Devletin bu hizmetlerini iyileştirerek ülkemizin en uç noktalarına kadar sunması ve bu alanlarda çalışan profesyonellerin de gönüllü olarak sosyal projelerde yer alması gerekmektedir.
Çocuklar İçin Tehlikeli ve Zararlı Besinler
Her annenin aklından en sık geçen sorulardan biri çocuğunun nasıl beslenmesi gerektiğidir. Çocuklar için yararlı besinler ile ilgili birçok yazı okuduğunuza eminim. Peki çocuklar için tehlikeli besinler nelerdir?
Kızartmalar, kızartılmış atıştırmalıklar: Kızartılmış ürünler hayatın her döneminde tehlike saçar. Yüksek enerjili olmaları nedeniyle kilo almayı kolaylaştıran bu tür besinler aynı zamanda kalp-damar sağlığını da tehdit eder. Çocuklar çıtırdayan besinlere bayıldıkları için kızartmalar favori besinleri arasında yer alır. Annelerin “bir kereden bir şey olmaz” mantığından sıyrılması önemlidir. Çünkü beslenme alışkanlıkları çocukluk çağında şekillenir. Eğer çocuğunuz patates kızartması istiyorsa ince dilimlenmiş patatesleri fırında susuz olarak pişirin veya yeni teknoloji yağsız kızartma makinelerinden yararlanın. Çocuğunuza örnek olmak adına sizde kızartma ve kızartılmış atıştırmalıklar tüketmeyin.
Şeker ve şekerlemeler: Tatlı tadın arkasına saklanmış birçok gereksiz kalori. Büyüme ve gelişme konusunda hiçbir faydası olmayan, kan şekeri dengesinde dalgalanmalara yol açan gereksiz kalori bombaları. Çocuklarınıza şeker ve şekerleme almak yerine kuru kayısı, kuru erik, kuru incir gibi liften zengin demir içeriği yüksek doğal şekerlemeler sunmalısınız.
Asitli içecekler: İşte çocuk beslenmesinde gereksiz bir kalori yükü daha. Şeker dışında hiçbir besin öğesi içermeyen, vitamin ve mineral içeriği olmayan asitli içecekler diş çürümelerini kolaylaştıracağı gibi, çocuklarda obez olma riskini arttırabilir. Asitli içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran ve süt gibi büyüme ve gelişme açısından önemli içeceklere yönelmesini sağlamalısınız.
Şarküteri ürünleri: Yaşam döngüsünün her evresinde aşırısı zararlı olan bir besin çeşidi daha. Şarküteri ürünleri, yüksek yağ ve vücudumuz açısından olumsuz etkileri olan nitrit ve nitrat yönünden zengindir. Bu nedenle evde şarküteri ürünleri bulundurmamakta fayda var. Şarküteri ürünleri yerine yağsız kırmızı et, tavuk, balık ve yumurtayı tercih etmesi konusunda ona destek ve örnek olun.
Light süt ürünleri: Çocukların doymuş yağ ihtiyacı yetişkinlere göre daha fazla olduğundan ötürü 7 yaşını doldurana kadar çocuklara tam yağlı süt ürünü verilmelidir. Sadece doktor ve diyetisyen kontrolü altında hiperlipidemisi olan çocuklara yarım yağlı veya light süt ürünü verilebilir.
Kepekli ekmek: Kepekli ekmek, vücuttan demirin daha kolay atılmasına neden olduğundan ötürü en az 5 yaşını doldurana kadar çocuklara kepekli ürünler verilmemelidir. Eğer çocuk demir yetersizliği riski ile karşı karşıya ise yaşı uygun olsa bile kepek ekmeği tercih etmemelidir.
Kavurma etler, tavuğun derisi: Çocukların beslenme alışkanlıklarını kazandığı dönemde kavurma et ve tavuk derisi gibi ilerde sağlığı açısından tüketmemesi gereken besinlere damak tadını alıştırmak yanlış bir davranıştır. Çocuklar et ve et ürünlerini; ızgara veya fırında pişirilmiş olarak tüketebileceği gibi sebze ve kurubaklagil yemekleri ve çorbalar içerisinde de tüketebilir.
Beslenme programınız parmak iziniz gibidir.