Kanser Tedavisinde İmmunoterapi
İmmunoterapi… Dünyada kanser tedavisinde öncelikli çalışmalar, kemoterapileri sıfıra indirme çabası üzerine odaklanıyor. Çünkü kemoterapi, hastalar üzerinde son derece olumsuz yan etkiler yaratıyor ve hastaların sağkalım oranlarına yaptığı katkı son derece tartışmalı. Artık kanser çalışma grupları bu tarz tedavilerle daha fazla ilerleme kaydedilemeyeceğinin farkında.
Kanser Tedavisinde Mucize: İmmunoterapi
Bağışıklık Sistemini Destekleyici Tedaviler
Dünyada kanser tedavisinde öncelikli çalışmalar, kemoterapileri sıfıra indirme çabası üzerine odaklanıyor. Çünkü kemoterapi, hastalar üzerinde son derece olumsuz yan etkiler yaratıyor ve hastaların sağkalım oranlarına yaptığı katkı son derece tartışmalı. Artık kanser çalışma grupları bu tarz tedavilerle daha fazla ilerleme kaydedilemeyeceğinin farkında.
Tüm kanser gruplarında en çok üzerinde durulan tedaviler, “immunoterapi” olarak adlandırılan bağışıklık sistemi tedavileri. Bağışıklık sistemini destekleyen tedaviler oldukça başarılı sonuçlar veriyor ve kanser tedavisinde gelecek vaat ediyor.
Bağışıklık sistemini destekleyen tedaviler immunoterapi, ağırlıklı olarak bitkisel kökenli ilaçlar ile yapılan tedavilerdir. Bitkilerin kanser tedavisinde kullanımı dünyada uzun zamandır uygulanır. Tüm dünyada bu bitkiler üzerine pek çok çalışmalar yayınlanıyor. Hastaların önüne sadece cerrahi – kemoterapi – radyoterapi üçlemesi değil, aynı zamanda, immunoterapi yani bağışıklık sistemini destekleyen bitkisel tedavi seçenekleri de sunuluyor.
Peki, ülkemizde durum nedir?
Ülkemizde maalesef kanser hastalarının önünde cerrahi – kemoterapi – radyoterapi üçlemesi dışında bir alternatif tedavi konulmuyor. Kanser teşhisi konan hasta, bu tedavilere mahkûm ediliyor. Hasta istese de bağışıklık sistemini destekleyen immunoterapi, bitkisel tedavi seçenekleri hastaya sunulmuyor.
Bunun sebebi nedir?
Çünkü Türk doktorları bitkilerle tedavi (Fitoterapi) bilimini bilmiyor ve bu konuda eğitim almıyorlar!
Hastayı tedavi eden doktor bitkilerle tedavi konusunda herhangi bir eğitime sahip olmayınca, doğal olarak da hastasının tedavisinde bitkileri kullanamıyor ve hastaya bitkilerle tedavi seçeneğini sunamıyor. Üstelik bitkilerin etkilerini bilemediği için de, hastasına zarar verir kaygısıyla, bitkilerle tedaviye karşı çıkıyor ve yasaklıyor.
Oysa tüm dünyada, kanser tedavisinde bitkiler yaygın olarak kullanılıyor ve başarılı sonuçlar alınıyor. Bu konuda pek çok bilimsel çalışma ve bilimsel kanıt mevcut. Meraklı her doktorun açıp okuyabileceği şekilde veri bankalarında yayınlanıyor bu çalışmalar.
Fakat ülkemizde, kanser hastalarına bitkisel tedavi seçenekleri sunulmadığı gibi, hasta talep ederse bir de doktorundan azar işitiyor! Türk doktorları, bilimsel kanıtları görmezden gelerek, bu tedavilerin etkisi olmadığını iddia ediyorlar. Adeta at gözlüğü ile bakıyorlar.
Kanser hastası, kanser olduğunu öğrendiği andan itibaren büyük bir çaresizlik duygusuna kapılır. Çok az zamanı kaldığını düşünür ve her türlü tedavi seçeneğini değerlendirmek ister. Oysa her gittiği doktor, ona sadece cerrahi – kemoterapi – radyoterapi üçlemesini sunar ve bitkisel tedaviler konusunda hiçbir seçenek sunmadığı gibi, bir de üzerine bunları yasaklamaya kalkar.
Talebine doktorlarından karşılık bulamayan zavallı kanser hastası ne yapsın? Bitkilerden şifa bulabilmek için doktor olmayan ve hastanın durumunu suistimal eden insanlara başvurur: Aktarları dolaşmaya başlar, tanıdıklarının tavsiye ettiği bitkileri kaynatıp içerek şifa umar, Anadolu’nun her yerinden bitkiler sipariş eder. Bir umut, iyileşmeye uğraşır.
Maalesef hastanın bu durumunu sömüren pek çok sahtekâr, bu çaresizlikten beslenir: Kanseri tedavi ettiklerini iddia ederek hastanın parasını alabilmek için her türlü dalavereyi çevirirler ve hem hastaya, hem de ailesine umut satarak durumdan faydalanmaya çalışırlar.
Ülkemizde kanser hastalarının yaşadığı bu karmaşa, son derece ciddi bir sağlık problemidir. Artık bu duruma bir son verilmelidir. Bu suistimalin sona erdirilmesinin tek yolu, tıp doktorlarının bitkilerle tedavi eğitimi almasıdır.
Bitkilerle tedavi, bitkilerle tedavi (Fitoterapi) uzmanlığı eğitimi almış olan tıp doktorlarının işidir ve onlar tarafından uygulanmalıdır. Doktor olmayan, bitkilerle tedavi eğitimi (Fitoterapi) almamış kişilerin size önerdiği bitkisel tedavilere itibar etmeyiniz, onların tavsiyeleriyle hareket etmeyiniz. Aktarlar doktor değildir, tıp eğitimi almamışlardır, hastalığın ve tedavinin ne demek olduğunu bilmezler. Aktarların hastalık tedavi etme bilgileri ve yetkileri yoktur.
Doktorluk hayatım boyunca, cerrahi – kemoterapi – radyoterapi üçlemesi ile tedavi olamayan pek çok kanser hastasının bitkisel tedaviler ile şifa bulduğunu gördüm. Ancak bunların tamamı, bitkilerle tedavi (Fitoterapi) uzmanı olan hekimler tarafından takip edilen hastalardı.
Kanser hastalığının tedavisi için, mutlaka bitkilerle tedavi (Fitoterapi) uzmanı olan bir tıp doktoruna başvurmanızı tavsiye ediyorum.
Bitkilerle tedavi uzmanı olduğum için kliniğime pek çok kanser hastası başvuruyor. Hastalarıma her zaman aynı bilgileri veriyorum, hastalıkları için uygun tedavileri düzenliyorum ve tedavi seçenekleri konusunda onları özgür bırakıyorum: Hastalığının tedavisi konusunda farklı seçenekler sunulması ve bu seçeneklerden dilediğine karar verebilmesi, insanların en doğal hakkıdır. Biz doktorlara düşen görev, tedavilerin olumlu ve olumsuz yanlarını hastalarımıza izah etmektir. Tedavinizi seçmek sizin kararınız ve en doğal hakkınızdır.
Kanser tedavisi yakın takip gerektiren önemli bir süreçtir, doktorunuzu seçiniz, ona güveniniz ve takibinden çıkmayınız. Tek başınıza veya doktor olmayan kişilerin tavsiyeleriyle bilimsel olmayan tedavilere başvurmayınız. Unutmayın, kanser son derece hızlı ilerleyen bir hastalıktır ve tedavi için vaktiniz son derece kısıtlıdır. Vaktinizi ispatlanmamış tedavilerle ve doktor olmayan kişilerin iddialarıyla harcamayın.
Kanseri yenmek için ilk şart, yaşam sevincinizi ve umudunuzu yitirmeden hayata dört elle sarılmanızdır.