Probiyotikler: Bağırsaktaki Bağışıklık Sistemi Savaşçıları İyi Bakteriler

Probiyotikler, vücudumuzun neresinde savaşa hazırlanıyorlar? Yıllar boyunca bağırsaklarımız hep ihmal edildi, sadece dışkı üretmeye yaradıkları düşünüldü.


Nedir Bu Probiyotikler?

Bundan 20-30 yıl öncesine kadar, hâlâ bağırsakların boş bir boru olduğu düşüncesine sahip olanlara rastlamak mümkündü. Neyse ki artık bunun böyle olmadığını biliyoruz ve bağırsaklara iade-i itibar yapıldı. Hatta o kadar önem verilmeye başlandı ki, artık “2. beyin” tabiri kullanılıyor bağırsaklarımız hakkında.

Probiyotikler

Yetişkin bir insan vücudunda bulunan bağırsakları açıp tek kat olarak sermek mümkün olsaydı, 4 oda 1 salon evden daha geniş bir yüzey elde ederdik. Her birimiz 300 m²’den daha geniş bağırsaklara sahibiz! Yaşadığımız evden daha geniş bir yüzeye sahip bir organı, vücudunuzda taşıdığınıza inanabiliyor musunuz?

Üstelik bu geniş yüzeye sahip organda, vücudumuzdaki hücrelerin 10 katı sayıda faydalı bakteri yaşıyor, bunlara probiyotikler diyoruz. Yani bağırsaklarımız, evimizden daha geniş ve daha kalabalık!

Probiyotik: Yaşam İçin

Probiyotik, “yaşam için” anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.
Probiyotik bakteriler, bizim bağırsaklarımızda yerleşik halde bulunan sağlığımıza faydalı bakterilerdir.

Çok işe yararlar ve çok kalabalıktırlar; bağırsaklarımızda, vücudumuzdaki toplam hücre sayısının tam 10 katı kadar probiyotik bakteri taşıyoruz; yaklaşık olarak 100 trilyon bakteri. Bu probiyotikler, 500’ün üzerinde ayrı türdeki bakteriden oluşuyor. Vücut ağırlığınızın 1 kilosundan fazlasını probiyotik bakteriler oluşturuyor.

Düşünebiliyor musunuz? Şu anda bağırsaklarınızda 1 kilodan fazla faydalı bakteri taşıyorsunuz!


Probiyotikler Ne İş Yapar?

Probiyotikler

Probiyotikler, vücudumuzun sağlıklı işleyişini destekleyen dost bakterilerdir. Bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir rol oynar, zararlı patojenlere karşı koruma sağlar ve bağışıklık yanıtını düzenler. Romatizmal hastalıklardan kansere, iltihaplı hastalıklardan vitamin üretimine kadar geniş bir yelpazede faydalar sunar. Ayrıca alerjik hastalıkların yönetiminde, grip ve sinüzit gibi enfeksiyonlarla savaşmada da etkilidir. Probiyotikler, bağırsak sağlığının yanı sıra genel sağlığımız için de kritik öneme sahiptir.

Probiyotiklerin Faydaları

  • Bağışıklık Sistemi
  • Romatizmal Hastalıklar
  • Romatoid Artrit
  • Kanserden Korur
  • İltihaplı Hastalıklar
  • Vitamin Üretimi
  • Alerjik Hastalıklar
  • Egzama
  • Gıda Töleransı
  • Grip, Nezle ve Sinüzit
  • Zatürre ve Bronşit
  • Otizm
  • Obezite ve Diyabet

Bağışıklık Sistemi

Probiyotik bakteriler, bağışıklık sisteminin dengelenmesinde rol oynarlar. Ayrıca, vücut için zararlı olan mikropların vücuda girmesini engellemeye yardımcı olurlar.

Probiyotikler direkt olarak bağışıklık cevabını düzenleyerek, bağırsak yüzeyindeki bariyer fonksiyonunu güçlendirerek ve hastalık yapıcı mikrobiyal ajanların büyümesini baskılayarak bağışıklık dengesinin devamını sağlarlar.

Romatizmal Hastalıklar

Probiyotik bakterilerdeki değişikliklerin iltihabi hastalıklara, alerjilere ve otoimmün hastalık denilen bağışıklık sistemi hastalıklarına sebep olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

Romatoid Artrit

Romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklarda ve alerjilerde, probiyotik bakterilerin normal yapılarının bozulduğu gösterilmiştir. Bu nedenle romatizmal hastalıkların tedavisinde probiyotikler kullanılmaktadır.

Kanserden Korur

Probiyotik bakteriler bizi kanserden korur. Kanser yapan maddelerin toksik etkilerini önler ve kanserli hücrelerin intiharına sebep olurlar.

İltihaplı Hastalıklar

Tüm iltihabi hastalıklara karşı koruyucudurlar. Enfeksiyonların hem sıklığını azaltırlar, hem de tedavi edici etki gösterirler.

Vitamin Üretimi

Vücudumuz için önemli vitaminlerin üretimini yaparlar; K ve H vitaminleri probiyotikler tarafından üretilir.

Alerjik Hastalıklar

Probiyotikler, alerjik hastalıklara karşı sadece koruyucu değil, aynı zamanda tedavi edicidirler.

Egzama

Doktor kontrolünde probiyotik kullanımı ile alerjik hastalıklar ve egzamaların tedavi edilebildiği çalışmalarla gösterilmiştir.

Özellikle ‘atopik dermatit’ adı verilen, temasa bağlı alerjilerin probiyotiklerin kullanımıyla başarıyla tedavi edildiği pek çok yayınla ispatlanmıştır.

Gıda Töleransı

Besin alerjileri ve besin tahammülsüzlüklerinde tedavi edici etkileri tıbbi çalışmalarla gösterilmiştir.

Grip, Nezle ve Sinüzit

Grip, nezle, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde başaralı olduğu ve bu hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir.

Zatürre ve Bronşit

Zatürre, bronşit gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde probiyotikler kullanılmış ve oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. Aynı zamanda bu hastalıklara yakalanma ihtimalini azalttığı ve koruyucu etki gösterdiği ispatlanmıştır.

Otizm

Otistik çocukların bağırsaklarındaki probiyotik yapının bozuk olduğu gösterilmiştir. Probiyotik takviyesinin, otizmli çocuklarda faydalı olacağı düşünülmektedir.

Obezite ve Diyabet

Bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakteriler beslenmemiz açısından son derece önemli rol oynuyorlar; obeziteyi önlüyorlar ve insülin direnci ile diyabet hastalığı gelişmesi riskini azaltıyorlar.


Probiyotikler Nasıl Oluşur?

probiyotik bakteriler

Doğum anında, bebeğin bağırsaklarında bir tane bile bakteri bulunmaz, tamamen sterildir.

Bebeğin doğum kanalından geçtiği andan itibaren annenin doğum kanalından aldığı bakteriler ile bağırsaklarda probiyotikler oluşmaya başlar.

Bu nedenle, normal doğum ile doğan bebekler ile sezaryen ile doğan bebekler arasında probiyotik bakteriler açısından farklılıklar vardır. Normal doğum ile doğanlarda probiyotikler daha erken ve daha zengin olarak meydana geldiği için, daha dirençli bebekler olurlar.

Anne Sütü ‘Prebiyotik’tir

Aynı şekilde, anne sütü almak da faydalı probiyotikleri artırır. Anne sütü ‘prebiyotik’tir, yani probiyotik bakterilerin gelişimi ve çoğalması için uygun ortam hazırlar. Emzirmek, çocuğunuzun sadece karnını doyurmak için gerekli değildir, aynı zamanda daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.

Yani bağırsaklarınızda ki faydalı mikropların oluşması için, öncelikle sizin o mikroplarla temas etmeniz, tabiri caizse biraz ‘kirlenmeniz’ gerekiyor!


Antibiyotiklerin Probiyotiklere Etkileri?

antibiyotik

Bağırsaklarda bulunan faydalı bakterilerin büyük çoğunluğu, yeni doğan döneminde bağırsaklara yerleşir.

Dolayısıyla, yeni doğan döneminde bebeği emzirmek ve süt veren annenin doğal gıdalarla beslenmesi, faydalı bakterilerin sağlıklı gelişimi açısından son derece önemlidir.

Hayat boyunca kullanılan antibiyotikler, bağırsaklardaki probiyotik bakterilerin sayısını ve çeşitliliğini etkiler, dengesini bozar.

Yerli yersiz ve doktor kontrolü olmadan antibiyotik kullanımı, probiyotik kayıplarına yol açar.

Aynı şekilde, beslenme yetersizlikleri de probiyotikleri olumsuz yönde etkiler. Vitamin ve mineral açısından zayıf, lif oranı düşük besinler tüketmek, yeteri kadar protein almamak, probiyotilderin sayılarını azaltır.


İkinci Beyin: Bağırsaklar

bağırsaklar

Bağışıklığı Güçlendirmenin Yolu “İkinci Beynimiz” Bağırsaklardan Geçiyor!

Bağırsaklarımız, bağışıklık sistemimizin çok önemli bir organıdır. Genel kanaatin aksine, tek fonksiyonları sindirim ve dışkı üretmek değildir, bağışıklık cevabının oluşmasında ve vücudun hastalıklardan korunmasında çok önemli görevler üstlenirler.

Bağışıklık hücrelerinin en önemlileri olan B Lenfositlerinin yüzde 80’i ve T Lenfositlerinin yüzde 60’ı bağırsaklarımızda barınır.

Aslında bağırsaklarımız, vücudumuzda bulunan en büyük bağışıklık sistemi organıdır. Geçmişte boş bir boru olduğu düşünülen bağırsaklarımızın, bugün artık ‘ikinci beyin’ olduğu söylenmektedir. Bağışıklık sistemimizin dengeli ve uyumlu çalışmasını sağlayan en önemli organımız, bağırsaklarımızdır.

Enterik Sinir Sistemi

probiyotikler

Bağırsaklarımızı ikinci beyin haline getiren çok önemli bir özellik mevcut; bağırsaklarımız, beynimizden bağımsız olarak çalışan, tamamen kendine özgü, “enterik sinir sistemi” adı verilen orijinal bir sinir sistemi ağına sahiptir.

Enterik sinir sistemi, 500 milyon sinir hücresinden oluşuyor ve tam 9 metre uzunluğunda, yemek borusundan makata kadar tüm sindirim sistemini ağ gibi kaplar.

En önemli görevi sindirimi düzenlemektir. Fakat tek görevi sindirimi düzenlemek değildir; bağışıklık sistemi ile birlikte çalışır ve sindirim yoluyla alınan zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını organize eder.

Bağırsaklardaki tüm fiziksel ve kimyasal süreçleri kontrol ederek düzenler. Enterik sinir sistemi, beyinden bağımsız çalışır. Beyin ile arasındaki sinir bağlantısının kopması durumunda bile çalışmaya devam ettiği gösterilmiştir.

Bağırsak ve Psikolojik Durum İlişkisi

Enterik sinir sistemi, psikolojik durumdan etkilenir. Beyin tarafından yönetilen duyguların sonucu oluşturulan cevaba katkıda bulunur. Aşırı üzüntü veya sevinç halinin mide ve bağırsaklarımızı etkilediğini hepimiz biliriz. Enterik sinir sistemi, bağırsaklarda strese karşı cevabın oluşturulmasından sorumludur.

Probiyotikler Bağışıklık Sistemini Dengeler

Probiyotikler, enterik sinir sistemi ile beraber bağırsaklarda bulunan koruma bariyerini sağlamlaştırırlar ve uygun şekilde doğal bağışıklık cevabını güçlendirerek bağışıklık sistemini düzenleyici (immünregülatör) rol oynarlar.

Sürekli vurguladığımız gibi, bağışıklık sistemini güçlendirici değil, “dengeleyici” görev üstlenirler.


Probiyotiklerin Yapısını Neler Bozar?

  • Dengesiz Beslenme
  • İşlenmiş Gıdalar
  • Hijyen Takıntısı
  • Genetik Müdahale
  • Aşırı ve Gereksiz Antibiyotik Kullanımı
  • Aşırı ve Gereksiz Mide İlaçları Kullanımı

Dengesiz Beslenme

Alınması gereken temel gıda maddeleri vitamin ve minerallerin alınmaması, probiyotik dengesini bozar. Probiyotiklerinizi aç bırakmayın.

İşlenmiş Gıdalar

İşlenmiş besinler

“Ne yerseniz siz osunuz!” Örneğin, özellikle pastörize edilmiş hazır sütler ve homojenize yoğurtlar, pastörize edilirken yüksek basınç altında ısı uygulandığı için besleyici özelliklerini yitirirler.

Vücut için hiçbir besleyici değeri olmayan faydasız besinlere dönüşürler. Probiyotiklerinizi korumak için yoğurdunuzu evde kendiniz yapmalısınız.

Beslenirken sadece kendi vücudunuzu değil, aynı zamanda bağırsaklarınızda bulunan probiyotik bakterileri de besliyorsunuz. Onlara iyi bakmalısınız, onlar sizin vücudunuzu koruyan savaşçı askerleriniz.

Hijyen Takıntısı

Yediğimiz sebze ve meyveler mikroptan arındırılmış değildir ve doğru olanı da budur. Yediğimiz gıdalar ile vücudumuza faydalı bakterileri de alırız ve bu faydalı bakteriler, zararlı mikropların vücuttan uzaklaştırılması için çalışırlar.

Fakat modern Batı toplumunun hijyen takıntısı nedeniyle, yenilen her gıdanın mikroptan arındırmak için işlemden geçirilmesi, probiyotiklerin sayısında azalmaya sebep olmuştur. Aşırı hijyen takıntısının alerjileri arttırdığı tıbbi çalışmalarla gösterilmiştir.

Genetik Müdahale

GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizmalar) besinler elde edilirken, eğer bitkinin genetik yapısı değiştiriliyorsa, acaba onları yediğimizde bizim genetik yapımıza nasıl etki ediyor?

Bitkinin doğal, besleyici yapısı bozulduğu için probiyotik bakterilerin dengesini de bozduğu kesin!

Aşırı ve Gereksiz Antibiyotik Kullanımı

Kullanılmaya başlanalı henüz 70 sene olmasına rağmen, kontrolsüz ve yersiz kullanılan antibiyotikler probiyotik dengesini altüst etti.

Antibiyotiklerin gereksiz kullanılmaması, doktor reçetesi olmadan verilmemesi ve doktorların da antibiyotikleri yazmaması gerekiyor.

Aşırı ve Gereksiz Mide İlaçları Kullanımı

Mide asidinde ki dengesizlikler, sindirimi ve probiyotik dengesini bozar. En ufak bir şikayette bile hemen mide asidi üzerin etkili ilaçlara başvurulması, probiyotiklerle ilgili problemlere yol açar.

Hemen ilaç almayın, bunun yerine doğal yöntemlere başvurun, sağlığınızı korumak için yapın bunu.


Probiyotikleri Korumak İçin Neler Yapmalı?

Günümüzde probiyotiklerin ne kadar önemli olduğu anlaşılsa da, henüz haklarında öğrenmemiz gereken çok şey var. Her geçen gün yapılan yeni çalışmalar, probiyotikler hakkında yeni bilgiler edinmemizi sağlıyor.

Bağışıklık sistemi

Emin olduğumuz bir konu var ki, probiyotik bakterilerde ki eksilmeler ve dengesizlikler, bağışıklık sistemi bozukluklarına neden oluyor.

Sağlıklı yaşayabilmek için, bağırsaklarımızda bizim için çalışan minik bakterilere çok iyi bakmak gerekiyor.

Probiyotik Yoğurt

Örneğin günümüzde kullanılan gıda teknolojileri ile üretilen homojenize yoğurtların uzun ömürlü olması için uygulanan işlemler, yoğurtların insan vücudu için faydasız hale gelmesine yol açmıştır. Yoğurdun doğal hali bir bakteri kültürü olduğu halde, marketlerde satılan yoğurtlar, buzdolabı dışında açıkta bırakılsa bile bozulmamaktadır!

Probiyotiklerin nasıl meydana geldiğini ve nasıl korunduğunu uzun uzun anlattık. Anne karnında ki bebekte probiyotik yok. Normal doğum esnasında annenin doğum kanalından geçerken oluşan bulaşma sonucu bebeğin bağırsaklarına probiyotikler yerleşmeye başlıyor.

Bakterilerimizi Doğru Beslemeliyiz

Yaşam boyuncada bu probiyotikleri gerek besinlerle, gerekse ağız yoluyla aldığımız faydalı bakteriler ile beslemek ve takviye etmek zorundayız. Yoksa alerjilerden tutun da, romatizmal hastalıklara kadar pek çok hastalık meydana geliyor.

Yani beslenirken, sadece kendi vücudumuzu beslemiyoruz. Sadece kendimize karşı değil, aynı zamanda sağlığımızı korumak için savaşan probiyotiklere karşıda sorumluyuz.

Ev yapımı yoğurt

Probiyotikleri desteklemek söz konusu olduğunda en faydalı gıdalardan birisi de yoğurttur.

Ancak modern zamanlarda yediğimiz, market raflarında satılan, ekşimeyen yoğurtlardan bahsetmiyorum.

Bir yoğurt belli bir süre sonunda ekşimiyorsa, bilin ki o yoğurdun sizin probiyotiklerinize bir faydası yoktur.


Kaynak Kitap: Dr. Ümit Aktaş – İlaçsız Yaşam

Related Articles

Back to top button