Şeker Hastalığı: Diyabet Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?
Diyabet, halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen, vücudun kan şekerini düzenlemede zorluk yaşadığı kronik bir hastalıktır. Diyabet, vücudun yeterince insülin üretmemesi veya ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu ortaya çıkar. Bu durum, kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olur ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Diyabet, tip 1, tip 2 ve gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) olmak üzere üç ana türe ayrılır. Her bir diyabet türü, farklı nedenlerle ortaya çıkabilir, ancak hepsi benzer komplikasyonlara yol açabilir. Diyabet, dünyada milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur ve erken tanı ve doğru yönetim, hastalığın komplikasyonlarını önlemek için kritik öneme sahiptir.
Diyabet belirtileri genellikle sinsi bir şekilde ortaya çıkar ve hastalık ilerledikçe daha belirgin hale gelir. Aşırı susuzluk, sık idrara çıkma, açıklanamayan kilo kaybı, halsizlik, bulanık görme ve yavaş iyileşen yaralar diyabetin yaygın belirtileri arasındadır. Diyabetin nedenleri arasında genetik faktörler, obezite, hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları yer alır.
Tip 1 diyabet genellikle genetik yatkınlık ve bağışıklık sisteminin pankreas hücrelerine saldırması sonucu gelişirken, tip 2 diyabet daha çok yaşam tarzı ve çevresel faktörlerle ilişkilidir. Diyabetin yönetimi, kan şekeri seviyelerinin kontrol altında tutulmasını gerektirir ve bu, sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve gerektiğinde ilaç tedavisi ile sağlanır.
İçindekiler
Diyabet Nedir?
Diyabet, vücudun kan şekerini (glikoz) kullanımını etkileyen bir grup hastalığı işaret eder. Glikoz sağlığımız için hayati önemdedir, çünkü kaslar ve dokuları oluşturan hücreler için önemli bir enerji kaynağıdır. Aynı zamanda beynin ana yakıt kaynağıdır.
Diyabetin altta yatan nedeni, türe göre değişiklik gösterir. Ancak, diyabetin türü fark etmeksizin, kanda fazla şekerlere yol açabilir. Kanda bulunan fazla miktarda şeker ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Kronik şeker hastalığı koşulları tip 1 ve tip 2 diyabeti içerir. Potansiyel olarak iyileştirilebilir diyabet hastalığı arasında, prediyabet – kan şekeriniz normalden yüksekse, ancak diyabetli olarak sınıflandırılmayacak kadar yüksek değilse – ve hamilelik sırasında ortaya çıkan ancak bebeğin doğumundan sonra düzelebilen gebelik diyabeti (Gestasyonel) bulunur.
- Diyabet (Şeker Hastalığı) Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Nasıl Teşhis Edilir?
- Şeker Tüketimi Diyabet Riskini Artırır mı? Gerçekler ve Yalanlar
- Dr. Elif Ebru Alkan Diyabete (Şeker Hastalığı) Suh ile Dur Diyecek!
- Bir Çeşit Oruç Perhizi Diyabetli Pankreası (Tip1 Diyabet) İyileştiriyor
- Diyabet (Şeker Hastalığı) Hastalarına Beslenme Önerileri
- Probiyotikler Diyabeti (Şeker Hastalığı) Engelliyor
Diyabet Belirtileri Nelerdir?
Diyabet belirtileri, hastalığın erken teşhisi ve etkili yönetimi için kritik öneme sahiptir. Diyabetin başlangıcında belirtiler genellikle hafif seyreder ve gözden kaçabilir. Ancak, hastalık ilerledikçe belirtiler daha belirgin hale gelir ve bu belirtiler dikkate alınmadığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Diyabet belirtilerini erken fark etmek, hem tip 1 hem de tip 2 diyabetin yönetiminde ve komplikasyonların önlenmesinde hayati önem taşır. Aşağıda diyabet belirtileri detaylı olarak ele alınacaktır.
Diyabet Belirtileri
- Sık idrara çıkma
- Aşırı susuzluk
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Yorgunluk ve halsizlik
- Bulanık görme
- Yavaş iyileşen yaralar
- Sık enfeksiyonlar
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma veya karıncalanma
Sık İdrara Çıkma
Diyabetin en yaygın belirtilerinden biri, sık idrara çıkmadır. Yüksek kan şekeri seviyeleri, böbreklerin fazla glikozu idrar yoluyla atmaya çalışmasına neden olur, bu da sık idrara çıkmaya yol açar. Bu durum, özellikle gece boyunca uykunun sık sık bölünmesine neden olabilir. Yapılan bir çalışma, diyabetli bireylerin %60’ının sık idrara çıkma şikayeti yaşadığını göstermektedir. Bu belirti, diyabetin erken evrelerinde bile görülebilir ve dikkate alınması gereken önemli bir işarettir.
Aşırı Susuzluk
Sık idrara çıkma sonucu vücut, sıvı kaybını telafi etmek için daha fazla suya ihtiyaç duyar, bu da aşırı susuzluk hissine yol açar. Diyabet belirtileri arasında yer alan bu durum, kişinin sürekli olarak su içme ihtiyacı hissetmesine neden olur. Yüksek kan şekeri seviyeleri, hücrelerin su kaybetmesine ve dehidrasyona yol açar. 2015 yılında yapılan bir araştırma, diyabetli bireylerin %70’inin aşırı susuzluk şikayeti yaşadığını ortaya koymuştur.
Açıklanamayan Kilo Kaybı
Diyabet belirtileri arasında, iştahın artmasına rağmen açıklanamayan kilo kaybı yer alır. Vücut, enerji sağlamak için yeterince insülin üretemediğinde veya insülini etkili bir şekilde kullanamadığında, glikoz yerine yağ ve kas dokusunu enerji kaynağı olarak kullanmaya başlar. Bu durum, kilo kaybına yol açar. Özellikle tip 1 diyabetli bireylerde, bu belirti çok daha yaygındır. Bir araştırma, tip 1 diyabetli çocukların %40’ında diyabet teşhisi konulduğunda açıklanamayan kilo kaybı yaşandığını göstermiştir.
Yorgunluk ve Halsizlik
Diyabet, vücudun enerji üretiminde aksaklıklara neden olur. Hücrelerin enerji kaynağı olarak glikozu kullanamaması, sürekli bir yorgunluk ve halsizlik hissi yaratır. Diyabet belirtileri arasında en yaygın olanlardan biri olan bu durum, günlük aktivitelerin bile zorlayıcı hale gelmesine neden olabilir. Diyabetli bireyler arasında yapılan bir anket, hastaların %80’inin yorgunluk şikayetinden muzdarip olduğunu ortaya koymuştur.
Bulanık Görme
Yüksek kan şekeri seviyeleri, göz lenslerinde şişmeye yol açarak bulanık görmeye neden olabilir. Bu durum, diyabet belirtileri arasında erken evrelerde fark edilebilen önemli bir işarettir. Eğer diyabet kontrol altına alınmazsa, bu durum daha ciddi göz problemlerine, hatta diyabetik retinopatiye yol açabilir. 2018 yılında yapılan bir çalışma, diyabetli bireylerin %35’inde bulanık görme şikayeti görüldüğünü belirtmiştir.
Yavaş İyileşen Yaralar
Yüksek kan şekeri seviyeleri, kan dolaşımını ve sinir fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek yaraların iyileşme sürecini yavaşlatır. Bu durum, diyabet belirtileri arasında sıklıkla göz ardı edilen ancak ciddi sonuçlar doğurabilecek bir belirtidir. Diyabetik bireylerde yaraların yavaş iyileşmesi, enfeksiyon riskini artırır ve diyabetik ayak gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Yapılan bir araştırma, diyabetli bireylerin %25’inin yaralarının normalden daha yavaş iyileştiğini bildirdiğini göstermektedir.
Sık Enfeksiyonlar
Diyabet, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirir. Sık idrar yolu enfeksiyonları, cilt enfeksiyonları ve mantar enfeksiyonları, diyabetli bireylerde yaygın olarak görülen sorunlardır. Diyabet belirtileri arasında yer alan bu durum, özellikle kadınlarda daha yaygın olabilir. 2017 yılında yapılan bir çalışma, diyabetli kadınların %50’sinin yaşamları boyunca en az bir kez idrar yolu enfeksiyonu geçirdiğini ortaya koymuştur.
Ellerde ve Ayaklarda Uyuşma veya Karıncalanma
Diyabetin uzun vadeli komplikasyonları arasında yer alan sinir hasarı (nöropati), ellerde ve ayaklarda uyuşma veya karıncalanma hissine yol açabilir. Bu durum, özellikle uzun süredir kontrol altında olmayan yüksek kan şekeri seviyelerine sahip bireylerde daha yaygındır. Diyabet belirtileri arasında yer alan bu belirti, hastalığın ilerlemiş olduğunu gösterebilir ve daha ciddi sinir hasarlarının habercisi olabilir. Araştırmalara göre, diyabetli bireylerin %50’si nöropatik belirtiler yaşamaktadır.
Bu belirtiler, diyabetin erken teşhis edilmesi ve yönetilmesi için önemli ipuçları sunar. Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, bir sağlık profesyoneline başvurarak gerekli testleri yaptırmanız önemlidir. Diyabet belirtilerinin erken dönemde fark edilmesi, hastalığın komplikasyonlarını önlemede ve yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynar.
Ne Zaman Doktora Görünmeli?
Kendinizde veya çocuğunuzda, herhangi bir şeker hastalığı belirtisi fark ederseniz, geç kalmadan doktorunuza başvurun. Erken teşhis ile daha etkili bir tedavi sağlayabilir.
Zaten şeker hastalığı teşhisi konulduysa. Kan şekeri seviyeleriniz stabilize olana kadar yakın tıbbi takibe ihtiyacınız olacaktır.
- Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Diyabet (Şeker Hastalığı) İlişkisi
- Diyabet (Şeker Hastalığı) Neden Artıyor?
- Buğday Diyabet (Şeker Hastalığı) İlişkisi
- Buğday Oyunları ve Diyabet (Şeker Hastalığı)
- Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Diyabet Nedenleri
Diyabeti anlamak için, öncelikle glikozun normal olarak vücutta nasıl işlendiğini anlamak gerekir.
İnsülin Nasıl Çalışır?
İnsülin, midenin arkasında ve altında bulunan, bezden gelen bir hormondur (pankreas).
- Pankreas insülini kan dolaşımına salgılar.
- İnsülin dolaşır ve şekerin hücrelere girmesini sağlar.
- İnsülin kan dolaşımındaki şeker miktarını düşürür.
- Kan şekeri düştüğü için, pankreasdan insülin salgılanır.
Glikozun Rolü Nedir?
Glikoz, kasları ve diğer dokuları oluşturan hücreler için bir enerji kaynağıdır.
- Glikoz iki ana kaynaktan gelir; yiyecekler ve karaciğer.
- Şeker, insülin yardımıyla hücrelere girer ve kan dolaşımında emilir.
- Karaciğer şekeri depolar ve glikoza çevirir.
- Glikoz seviyeleri düşük olduğunda, örneğin bir süre yemek yemediğiniz zaman, karaciğer, glikoz seviyenizi normal bir aralıkta tutmak için depolanmış glikojeni glikoza çevirir.
Tip 1 Diyabet Nedenleri Nelerdir?
Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemektedir. Bilindiği üzere, normalde zararlı bakteriler veya virüslerle savaşan bağışıklık sistemi, pankreastaki insülin üreten hücrelerinizi tahrip eder ve yok eder. Bu çok az insülin üretimine neden olur. Hücrelere nakledilmek yerine, kan dolaşımında şeker oluşur.
Tip 1 diybetin, genetik duyarlılık ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir, ancak bu faktörlerin tam olarak ne olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Tip 1 diyabette kilonun da bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir.
Prediyabet ve Tip 2 Diyabetin Nedenleri Nelerdir?
Tip 2 ve prediyabette(gizli şeker), hücreler insülin etkisine dirençli olur ve pankreas bu direncin üstesinden gelmek için yeterli insülin üretemez. Enerji için gerekli olan hücrelere gitmek yerine, kan dolaşımında şeker oluşur.
Tam olarak bunun neden olduğu belirsizdir, ancak genetik ve çevresel faktörlerin de tip 2 diyabetin gelişiminde rol oynadığına inanılmaktadır. Aşırı kilolu olmak, tip 2 diyabetin gelişimi ile yakından ilişkilidir, ancak tip 2 olan herkes fazla kilolu olmayabilir.
Gebelik Diyabeti (Gestasyonel) Nedenleri Nelerdir?
Hamilelik sırasında, plasenta hamileliği sürdürmek için hormonlar üretir. Bu hormonlar, hücreleri insüline daha dayanıklı hale getirir.
Normalde, pankreas bu direncin üstesinden gelmek için yeterli miktarda ekstra insülin üreterek yanıt verir. Ancak bazen pankreas bu sürece ayak uyduramaz. Böyle durumlarda, çok az glikoz hücrelere girer ve kanda çok fazla kalır, bu da gestasyonel diyabet ile sonuçlanır.
Diyabet Risk Faktörleri Nelerdir?
Risk faktörleri diyabetin türüne bağlıdır.
Tip 1 Diyabet İçin Risk Faktörleri
Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, artmış bir riski işaret eden faktörler:
Ailede şeker hastalığı olması
Bir ebeveynde veya kardeşte tip 1 diyabet varsa risk artar.
Çevresel faktörler
Viral bir hastalığa maruz kalma gibi durumlar tip 1 diyabetin risk faktörünü arttırabilir.
Zarar verici bağışıklık sistemi hücrelerinin varlığı (otoantikorlar)
Bazen tip 1 diyabetli kişilerin aile üyelerine şeker hastalığı otoantikorları için testler yapılır. Otoantikorlara sahipseniz, tip 1 diyabet geliştirme riskiniz artar. Fakat bu otoantikorlara sahip olan herkes şeker hastalığı geliştirmeyebilir.
Coğrafya
Finlandiya ve İsveç gibi bazı ülkeler daha yüksek tip 1 diyabet oranlarına sahiptir.
Tip 2 Diyabet ve Prediabetes için Risk Faktörleri
Araştırmacılar, bazı kişilerin neden prediyabet ve tip 2 diyabet geliştirdiğini tam olarak anlamıyorlar. Belirli faktörlerin riski arttırdığı açıktır:
Fazla kilo
Sahip olduğunuz fazla yağlı doku, hücrelerde daha dirençli olan insüline dönüşür.
Hareketsizlik
Ne kadar az aktif olursanız, şeker hastalığı riski o kadar artar. Fiziksel aktivite, kilonuzu kontrol etmenize, glikozu enerji olarak kullanmanıza ve hücrelerinizi insüline daha duyarlı hale getirmeye yardımcı olur.
Ailede şeker hastalığının olması
Bir ebeveynde veya kardeşte tip 2 diyabet varsa risk artar.
Irk
Nedeni bilinmemekle birlikte, siyah ırklar, İspanyollar, Amerikan Kızılderilileri ve Asyalı-Amerikalılar da dahil olmak üzere belirli ırkların insanları daha yüksek risk altındadır.
Yaş
Yaşlandıkça riskiniz artar. Bunun nedeni, daha az egzersiz yapma, kas kütlesini kaybetme ve yaşlandıkça kilo almanız olabilir. Ancak tip 2 diyabet, çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler arasında da artmaktadır.
Gestasyonel diyabet
Gebelikte gestasyonel diyabet geliştirdiyseniz, prediyabet ve tip 2 diyabet geliştirme riskiniz artar. Eğer 4 kilodan daha fazla olan bir bebeği doğurduysanız, aynı zamanda tip 2 diyabet riski altındasınız demektir.
Polikistik over sendromu
Kadınlar için, düzensiz adet dönemleri, aşırı tüylenme ve obezite ile karakterize edilen yaygın bir durum olan polikistik over sendromuna sahip olmak şeker hastalığı riskini artırır.
Yüksek tansiyon
140/90 milimetrelik (mm Hg) üzerinde kan basıncına sahip olmak, tip 2 diyabet riskini arttırır.
- Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon) Teşhisi ve Tedavisi
- Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon) Belirtileri ve Nedenleri
Anormal kolesterol ve trigliserit düzeyleri
Yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) veya “iyi” kolesterol düzeyiniz düşükse, tip 2 diyabet riskiniz daha yüksektir. Trigliseritler, kanda taşınan bir başka tip yağdır. Yüksek seviyelerde trigliserit bulunan kişilerde tip 2 diyabet riski artar.
Gebelik Diyabeti (Gestasyonel) İçin Risk Faktörleri
Hamile bir kadın gestasyonel diyabet geliştirebilir, ancak bazı kadınlar diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Gestasyonel diyabet için risk faktörleri:
Yaş
25 yaşından büyük kadınlar daha fazla risk altındadır.
Aile veya kişisel şeker hastalığı geçmişi
Eğer prediyabetiniz varsa – tip 2 diyabetin bir öncüsü – veya ebeveyn veya kardeş gibi yakın bir aile üyesi tip 2 diyabet hastasıysa, risk artar.
Hastalık geçmişi
Daha önceki bir hamilelikte gestasyonel diyabet geçirdiyseniz, büyük bir bebek doğurduysanız veya açıklanamayan ölü doğumunuz varsa, daha büyük risk altında olabilirsiniz.
Kilo
Hamilelik öncesi aşırı kilolu olmak riski artırır.
Irk
Sebebi tam olarak bilinmese de, siyahi, İspanyol, Amerikan Kızılderili veya Asyalı olan kadınların gestasyonel diyabet geliştirme riski daha fazladır.
Diyabet Komplikasyonları
Diyabetin uzun süreli komplikasyonları yavaş yavaş gelişir. Şeker hastalığı hastalığı ne kadar uzunsa – ve kan şekeriniz ne kadar az kontrol edilirse – komplikasyon riski o kadar yüksektir. Diyabet komplikasyonları engelleyici hatta hayatı tehdit edici olabilir. Olası komplikasyonlar:
Kalp-Damar Hastalıkları
Şeker hastalığı, göğüs ağrısı (anjina), kalp krizi, inme ve arterlerin daralması (ateroskleroz) ile koroner arter kalp hastalığı dahil olmak üzere çeşitli kardiyovasküler problemlerin riskini önemli ölçüde artırır. Diyabetiniz varsa, kalp hastalığı veya inme olasılığınız daha yüksektir.
Sinir Hasarı (Nöropati)
Fazla şeker, özellikle bacaklarınızdaki sinirlerinizi besleyen küçük kan damarlarına (kılcal damarlar) zarar verebilir. Bu, genellikle ayak parmaklarının veya parmakların uçlarında başlayan ve giderek yukarı doğru yayılan karıncalanma, uyuşukluk, yanma veya ağrıya neden olabilir.
Tedavi edilmezse, etkilenen bacaktaki bütün hisleri kaybedebilirsiniz. Sindirim ile ilgili sinirlerin zarar görmesi bulantı, kusma, ishal veya kabızlık problemlerine neden olabilir. Erkekler için erektil disfonksiyona yol açabilir.
Böbrek Hasarı (Nefropati)
Böbrekler, atığı kanınızdan filtre eden milyonlarca minik kan damarı kümesini (glomeruli) içerir. Şeker hastalığı bu hassas filtreleme sistemine zarar verebilir. Şiddetli hasar, diyaliz veya böbrek nakli gerektiren böbrek yetmezliğine veya geri dönüşü olmayan son evre böbrek hastalığına yol açabilir.
Göz Hasarı (Retinopati)
Diyabet, potansiyel olarak körlüğe yol açan retina ve (diyabetik retinopati) kan damarlarına zarar verebilir. Şeker hastalığı, katarakt ve glokom gibi diğer ciddi görme durumlarının riskini de artırır.
Ayak Hasarı
Ayaklardaki sinir hasarı veya ayaklarda ki zayıf kan akışı çeşitli ayak komplikasyonlarının riskini artırır. Tedavi edilmediği takdirde, kesikler ve kabarcıklar, genellikle kötü şekilde iyileşen ciddi enfeksiyonlar geliştirilebilir. Bu enfeksiyonlar ayak parmağı, ayak veya bacak amputasyonu(uzuv kesilmesi) gerektirebilir.
Cilt Koşulları
Diyabetli kişiler, bakteriyel ve fungal enfeksiyonlar dahil olmak üzere cilt problemlerine daha duyarlı olabilir.
İşitme Bozukluğu
Diyabetli kişilerde işitme sorunları daha yaygındır.
Alzheimer Hastalığı
Tip 2 diyabet, Alzheimer hastalığı gibi demans(bunama) riskini artırabilir. Kan şekeri kontrolü ne kadar düşükse, riskler o kadar büyük olur. Bu bozuklukların nasıl düzeleceğine dair teoriler olsa da, hiçbiri henüz kanıtlanmamıştır.
Depresyon
Tip 1 ve tip 2 diyabetli kişilerde depresyon belirtileri yaygındır. Depresyon şeker hastalığı yönetimini etkileyebilir.
- Depresyon Belirtileri, Nedenleri, Türleri ve Tedavisi
- Anksiyete Nedir? Anksiyete Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
- Çocuklarda Anksiyete Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
Gebelik Diyabeti (Gestasyonel) Komplikasyonları
Gestasyonel diyabet hastası kadınların çoğu sağlıklı bebekler doğurur. Bununla birlikte, tedavi edilmemiş veya kontrolsüz kan şekeri seviyeleri sizde ve bebeğinizde sorunlara neden olabilir.
Bebeğinizdeki komplikasyonlar, gestasyonel diyabetin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir:
Aşırı Büyüme
Ekstra glikoz, bebeğin pankreasını ekstra insülin üretmek için tetikleyen plasentayı geçebilir. Bu bebeğinizin aşırı (makrozomi) büyümesine neden olabilir.
Düşük Kan Şekeri
Bazen gestasyonel diyabetli annelerin bebekleri doğumdan kısa bir süre sonra düşük kan şekeri (hipoglisemi) geliştirirler çünkü kendi insülin üretimleri yüksektir. Besleme ve bazen intravenöz glikoz solüsyonu bebeğin kan şekeri seviyesini normale döndürebilir.
Daha Sonra Tip 2 Diyabet Geliştirme Riski
Gestasyonel diyabetli annelerin bebekleri daha sonra ki yaşamlarında obezite ve tip 2 diyabet geliştirme riski daha yüksektir.
Ölüm
Tedavi edilmeyen gestasyonel diyabet, doğumdan önce veya kısa bir süre sonra bir bebeğin ölümüne neden olabilir.
Annedeki komplikasyonlar, gestasyonel diyabetin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir:
Preeklampsi
Bu durum, yüksek tansiyon, idrarda aşırı protein ve bacaklarda ve ayaklarda şişme ile karakterizedir. Preeklampsi hem anne hem de bebek için ciddi ve hatta hayatı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir.
Sonraki Gestasyonel Diyabet Riski
Bir gebelikte gestasyonel diyabetiniz olduğunda, bir sonraki hamilelikle tekrar karşılaşma olasılığınız daha yüksektir. Ayrıca yaşlandıkça, genellikle tip 2 diyabet geliştirme olasılığınız da yükselir.
Prediabetes Komplikasyonları
Prediabetes, tip 2 diyabet geliştirme riskini arttırabilir.
Şeker konulu yazılarımız
- Şeker Vücudumuzu Nasıl Mahvediyor? Hastalıklara Etkisi ve Zararları
- Dr. Bilge Azgın: Saf, Beyaz ve Ölümcül: Kokain değil Şeker!
- 5 Adımda Şeker Bağımlılığından Vazgeçin ‘Şekere Alternatif Besinler’
- Şeker Zararlarını Azaltmaya Yönelik Öneriler
Diyabeti Önleme
Tip 1 önlenemez. Bununla birlikte, prediyabet, tip 2 ve gestasyonel diyabetin tedavisine yardımcı olan aynı sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri önlemeye yardımcı olabilir:
Sağlıklı yiyecekler yemeye özen gösterin. Yağ ve kalorileri açısından daha düşük ve liften daha yüksek yiyecekleri seçin. Meyve, sebze ve tam tahılları tüketmeye çalışın.
Daha fazla fiziksel aktivite yapın. Günde 30 dakika orta dereceli fiziksel aktivite yapmayı hedefleyin. Tempolu günlük yürüyüşe çıkın, bisiklet sürün, yüzmeyi deneyin. Uzun antrenman yapma şansınız yoksa gün içinde bölerek yapmayı deneyin.
Fazla kilolarınızı verin. Fazla kiloluysanız, vücut ağırlığınızın %7’sini kaybetmeniz bile – örneğin, kilonuz 90 ise, 7kg kilo kaybı – şeker hastalığı riskini azaltabilir.Ancak hamilelik sırasında kilo vermeye çalışmayın, hamilelik sırasında sağlıklı kilo alımı için doktorunuza danışın.
Kilonuzu sağlıklı bir aralıkta tutmak için, yeme ve egzersiz alışkanlıklarınızda kalıcı değişiklikler yapmaya odaklanın. Daha sağlıklı bir kalp, daha fazla enerji gibi kilo vermenin faydalarını hatırlayarak kendinizi motive edin.
Bazen ilaçlar da bir seçenek olabilir. Metformin (Glucophage, Glumetza, diğerleri) gibi oral şeker hastalığı ilaçları tip 2 diyabet riskini azaltabilir, ancak sağlıklı yaşam tarzı tercihleri esastır. Tip 2 diyabet geliştirip, geliştirmediğinizi kontrol etmek için yılda en az bir kez kan şekerinizi kontrol ettirin.
Türkiye Diyabet İstatistikleri ve Bilimsel Veriler
Türkiye’de diyabet, son yıllarda hızla artan bir sağlık sorunu olarak dikkat çekmektedir. Yaşam tarzındaki değişiklikler, artan obezite oranları, hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, diyabetin yaygınlaşmasında önemli rol oynamaktadır. Türkiye’deki diyabet prevalansı, sağlık otoriteleri ve bilim insanları tarafından yakından izlenmekte olup, bu durumun toplum sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Türkiye’de Diyabet Prevalansı
Türkiye’de diyabet, son yıllarda hızla artan bir sağlık sorunu olarak dikkat çekmektedir. 2017 yılında yapılan TURDEP-II çalışması, Türkiye genelinde diyabet prevalansının %14.5 olduğunu ortaya koymuştur. Bu oran, yaklaşık 9 milyon kişinin diyabetle yaşadığını göstermektedir. Diyabet belirtileri, bu hastalığın erken teşhisi için kritik öneme sahiptir ve toplumda yaygınlaşan diyabet vakalarının farkına varılmasını sağlar. Ayrıca, kırsal kesimlerde bile diyabet oranlarının artış göstermesi, hastalığın ülke genelinde ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini göstermektedir.
Yaş ve Cinsiyet Dağılımı
Diyabet belirtileri, yaş ilerledikçe daha belirgin hale gelir ve Türkiye’de diyabet prevalansı yaşla birlikte artmaktadır. Özellikle 40 yaş üzeri bireylerde diyabet riski belirgin şekilde yükselmektedir. Yapılan araştırmalara göre, kadınlar arasında diyabet prevalansı erkeklere göre daha yüksektir. 2019 yılında yapılan bir çalışmada, kadınlarda diyabet oranının %16, erkeklerde ise %13 olduğu bulunmuştur. Diyabet belirtilerinin erken fark edilmesi, hem kadınlar hem de erkekler için hastalığın yönetiminde önemli bir rol oynar.
Diyabet ve Obezite İlişkisi
Türkiye’de obezite, diyabet prevalansını artıran önemli bir faktördür. Obezite, insülin direncini artırarak tip 2 diyabet riskini yükseltir. 2019 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırma, Türkiye’de obezite oranının %30’un üzerinde olduğunu ve obez bireylerde diyabet riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Obezite ile birlikte görülen diyabet belirtileri, bireylerin sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir, bu nedenle kilo kontrolü diyabetin önlenmesinde kritik öneme sahiptir.
Diyabet ve Komplikasyonlar
Diyabet, birçok ciddi komplikasyona yol açabilir ve Türkiye’de bu durum önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Diyabetik retinopati, böbrek yetmezliği, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabetik ayak, diyabetin yol açtığı başlıca komplikasyonlar arasındadır. Diyabet belirtilerinin zamanında fark edilmemesi, bu komplikasyonların gelişme riskini artırır. Türkiye’de yapılan bir çalışmada, diyabetli bireylerin %35’inde diyabetik retinopati görüldüğü ve %20’sinin böbrek yetmezliği riski taşıdığı belirtilmiştir.
Diyabetin Ekonomik Yükü
Diyabet, Türkiye’de önemli bir ekonomik yük oluşturmaktadır. Diyabet tedavi maliyetleri, ilaçlar, hastane bakımı ve diyabetle ilişkili komplikasyonların tedavi masrafları, sağlık sistemine büyük bir maliyet getirmektedir. Diyabet belirtilerinin erken teşhisi ve hastalığın yönetimi, bu ekonomik yükü hafifletmek için hayati öneme sahiptir. 2020 yılında yapılan bir çalışma, Türkiye’de diyabetin doğrudan sağlık harcamalarına yıllık yaklaşık 12 milyar TL yük getirdiğini ortaya koymuştur.
Kaynaklar:
- TURDEP-II Çalışması (2017)
- 2019 Diyabet Prevalansı ve Cinsiyet Dağılımı Araştırması
- 2019 Türkiye Obezite ve Diyabet İlişkisi Araştırması
- Diyabet ve Komplikasyonları Üzerine Türkiye Araştırması
- Diyabetin Türkiye Ekonomisine Yükü (2020)
Bu veriler, Türkiye’deki diyabetin ciddiyetini ve toplum üzerindeki geniş kapsamlı etkilerini gözler önüne sermektedir. Diyabetin önlenmesi ve kontrol altına alınması için halk sağlığı politikalarının güçlendirilmesi, farkındalığın artırılması ve bireylerin sağlıklı yaşam tarzları benimsemeleri büyük önem taşımaktadır.